...Zamanın kıyısında sürüklenen sandal gibi ruhum kıyılarına savruluyor. Kaç gece sayıkladım adını ama sadece fısıltıları okşadı gecenin içindeki ses dalgalarını...
Sana ulaşamadıkça seni büyüten kalbim, yakınlarına vardıkça isyankar, tenini hissettikçe aciz... Sevginin her gölgesine vurulan, onunla ışıl ışıl parlayan bir sevdanın, gözlerinde erimesinin hikayesi içimi yakan... Kafesleri üzerime iten, kaçtıkça içine çeken, sensizliğin derin izleri mi beni sana bu denli sürükleyen?
Yaşamı bir dağın kenarından süzülen şirin bir ırmağın sesine benzetsene bir...
Ancak o zaman hoş gelir tüm kötü anıların aklına... Her çağlayan sesinde irkilirsin bende buna benzer bir hayatın içinden koşar adımlarla geçtim diye...
Yalnızlığını zavallılıkla örtüştürdüğünde içinden çıkılmaz olur hayat. Nehrin kıyısına pis su artıkları birikir birden. Hayalinde ki resim de hayatın gibi içinden çıkılmaz bir hal alır. Boyalar elindeyken, tual önündeyken, fırçalarınla darbeler atamazsın doğru hedeflere... Yaşamın seni seçmesini beklersin. Beklersin, zaman geçer... Beklersin, boyan biter...
Gülay YıldızKayıt Tarihi : 31.10.2003 20:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Saygılarımla
İbrahim Tolga Özsoy
TÜM YORUMLAR (1)