Ne yana baksam acı, yok ufukta bir neşe
Nasıl atarım bilmem içimden bu duyguyu
Kurulmamış saatler kırgın doğan güneşe
Unuttu günler boyu gözler derin uykuyu
Zindanlar bana ne ki, yüreğim dipsiz kuyu
Derde deva ise aşk, kays nasıl mecnun oldu
Aşkı tadan gönüller neden sararıp soldu
Yâr gelecek diyerek yol gözlerken uzakta
Gelmesi şöyle dursun, akıl neden tuzakta
Varlığın yüreğimi yokluğa mahkûm etti
Hasretin ötelerde ölmekten daha beter
Anladım ki bu aşkta gün bitti, umut bitti
Sensizken anılarım ömrümce bana yeter
Her gece boş kadehi şerefine kırarken
Torunum Mehmet Ergün/ e
Rabbim armağan etti
Adın dilimde niyaz
Saray sensin taht sensin
Çok özledim gel biraz
düş müyüm uykularda
hayatın üstüne giydirilmiş soğuk ten gibi
aynaların acı sözlerinde çizgi çizgi yüz
bu üşüten güz ben miyim
Mecnun’u beklerken Leyla
Yine Frambuazlı pastamı çalmış gece
üstelik o çok sevdiğim pembesini giymiş akreple yelkovan
onlar dans derdinde zamanda
eh artık ara ki bulasın dakikaları
gömülmüşler şekerin kandırıkçı tadına
ümidim saniyelerde diyecekken
Özlemler ırmak olup seninle akıyorsa
Kalbini bilmediğin duygular yakıyorsa
Bil ki ben bir yerlerde seni düşünüyorum
Sokaklar dar gelip de sana yol vermediyse
Orman şehrinden gelmişti yağmurlar.
Güneş, gökyüzüyle saklambaç oynarken
yaktığı rüzgârları anlatırdı masallar
ben yitirirken gençliğimi
hiç susmadı hüzzam şarkılar...
Gittiğinde bulutlar
yaz düşümü gümüş akşam gölgesiyle
ardıç kuşları
eskilerden bir şarkıyı söyler.
itiraflar
sesinde karanlıklara asılır...
Herşeye Karşın Dergisi/ Sayı:15
-Gülmüşlüğüm inadınadır sensizliğeve
bir hayatın
iz düşümüdür gözlerimin gölgesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!