Dışarısı çoktan silindi.
Sokak yok,
adım yok,
bekleyen yok.
Sadece içerisi kaldı
ve orası da
hiç kimseye açık değil.
Bir sandalye var odanın ortasında,
boş değil,
ama oturan görünmüyor.
Bir ses dolanıyor duvarlarda,
henüz söylenmemiş bir sızı gibi.
Aynanın karşısında değil artık,
ayna çoktan arkasını döndü.
Şimdi gözler,
karanlıkta kendi izini arıyor.
Ve karanlık,
her şeyi değil
yalnızca en çok susturulanı büyütüyor.
Hatıralar,
bir çeyiz sandığı gibi açılıyor içte.
İplikler karışmış,
rengini kaybetmiş mendiller,
adını bilmediği mektuplar…
Hepsi aynı kokuya sinmiş:
beklemeye.
Zaman orada kırık bir tabak gibi.
Kenarları eksik,
orta yerinde bir çizik:
biri biri bir şey demiş,
biri susmuş,
biri gitmiş.
Ve içeride,
yani en derinde
bir adım sesi yankılanıyor hâlâ…
Biri var,
belki dönmeyecek biri,
belki hiç gelmemiş biri.
Ama içerisi,
onu beklemeye
çoktan alışmış.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 07:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!