Bu gün kendime yenilişim,
Senle ardına kadar açılan gözlerin
Bugün kapanış sahnesindeyim
Ateş böceğinin pamuksu teninde
Yıldız misali bakışlarının,
Yaprakla toprak arası
Hayat, fırtınalara bürünmüş
Bir deniz edasında salındı hep üstüme
Sığlık nedir durgunluk nedir görmedim
Ne zaman sessizliğin huzuru
Çökse omuzlarıma
Ne zaman inansam karabulutların dağıldığına
Lahza bir poyraz eser doğudan
Eller donuk
Vuslat umutları uzakta
Eklemleri kırık ömrün
Nadas bakışlarında
Takatsizlik düşer topraklara
İlk bakışta değişti
Yüreğimin seyri
Sanki bu gözler sana açılmış,
Yalnız sana aitti.
Seni bana tesadüfler çemberi değil,
Yaradan’ın yazısı getirmişti
Gidiyorsun bu şehirden
Ardında aşık bir yürek bıraktığını bilmeden
Son bir veda dahi etmeden
Gidiyorsun bu şehirden
Hasret kibritini yakıp içime atığını farketmeden
Akan yaşlarımla körüklenen ateşte,
Yak bu gece yüreğinin tüm ışıklarını,
Sahteliğinin örtüsünü kaldır bir defada olsa,
Yalnızca bir defa kendin ol ömründe..
Aç olabildiğince gözlerini ve iyice bak etrafına,
Sahte ışıkları gör aklını başına al,
Sahte dünyayı gör savrulma yerinde ayakta kal
Sen yokmusun sen
Düşmüyorsun dilimden duasın dua
Adın her zaman dudaklarımda.
Gözlerine bakmak;
Akreple yelkovanın,
Koşuşturması eşliğinde
Ağır...
Yüklü
Yasemin kokulu ana ocağın,
Üstüne takıştırdığın sevgi kucağın,
Kahve misali hatrı bitmez dert ortaklığın,
Sırtlanmışsın kahırları nereye böyle
Ellerinde nasır yüreğinde duvar
Lal olmuş sözlerin nedendir böyle...
Herşey yalanmış şu koskoca dünyada
Senden başka doğru kalmamış meğer
Sahtelikler yerini almış hayatta
Bir sen kalmışsın tek inanılan değer
Bilmez hiçkimse bendeki seni



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!