Kırmızı Ruh
Bir kar tanesi narin ve beyaz
Bir kar tanesi sıcak ve muştulu
Masumiyetin kalbine düştü
Ve bir kardelen bütün kara kışa rağmen
BOZCAADA
Sen mavinin göz bebeği
Bilirim tarih gibi bakir değilsin
Nice aşkların izleri şimşek çakar
Anıldıkça gönlünün karanlık bahçelerinde
2012’den Ayrılırken
Yaşamak bir sanattır özgür olana
Bırak akıl ve ruh kanatların olsun
Bu bahçeye dönmeyeceksin bir daha
Uç, böceklerden farklı hayatın olsun
Adam Gibi Kullar
Kurtuldu dibe çeken putlarından
Babaları deve çobanı olan
Bu yeni adamlar
Altlarında çıplak atlar
Dört bir yana atıldılar
Mimari hayranlıkta kendisiyle yarışmış
Büyüleyen sanatın akıl ve hayali aşmış
Zerafet ile heybet zirveye tırmanırken
Taşlar değil ruhlar üst üste dizilmiş
Ezelden ebede bu nokta nedir?
Sonsuzlukta dolaşan sezgi ve tahayyül
Varlığa indirgenemeyen kabuller nedir?
‘’ Zübde-i alem’’ imara memursa dünyayı
Topraktan cana evrilen bu serencamlar nedir?
Bir şehir istiyorum
Yüzü insana
Mekânı medeniyete benzesin
Onu gören gözleri
Ruhuyla kucaklasın.
Acılara karşı
Bedenimizi ruhumuzla sarmayı öğrenmiştik
Hatta, Hz. İsa ile çay içerdik
Adem Babadan kalma taş bardaklardan
Kapı kapıyı açtı
Çeşmeler
Uzak, çok uzaklardan
Toplumun iyilikle
Şiirin suyla yarıştığı zamanlardan
Viyana bozgunundan döner gibi
EYLÜL HAVALARI
Su yorulur, toprak yorulur, ağaç yorulurdu.
Taşra boşalır, merkezleri doldururdu
Gurbetten döner gibi
Eylüle dönerdik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!