Büyümeyin! Çocuk kalın çocuklar!
Barış dünyanızda, olmasın savaş!
Dağıtın sevgiyi, mavi boncuklar!
Bitmesin saygınız da yavaş yavaş!
Her sabah gün gibi doğarsın eve!
Gözden çıktı oklar! Yay düştü yere!
Kırıldı inciler! Elmalar koktu!
Serseri belalar gelsin bu sere!
Yüreği, kalbi var bir gönlü yoktu!
Derin sessizlik, sardı etrafımı;
Mahkum oldum sana, bir gece vakti!
Kırdım! Eşyalarımı ve rafımı.
Mahkum oldum sana, bir gece vakti!
Hep sen vardın, bedenimde ve bende.
Kanatlan ey gönül! Terki diyar et!
Kirlendi hava! Yok bir soluk nefes!
Bir çukura gömül! Son ihtiyar et!
Hayata dair olmasın bir heves!
Kime sorayım seni senden başka kimim var
Terk ettiğinden beri içime kor düştü yar
Yine de sordum seni meçhuller nasıl duyar
Yalnızlığım içimde dışımda ördü duvar
Heykelini tutar beyaz sütunlar...
Fem'in misk'in; leb'in balın gözüdür!
Cenneti aladan gelmiş hatunlar!
Soyut somut varlığın bir özüdür!
Gökyüzünde: Güneş, yıldız, ay varmış!
Bir tebessüm et! Sonra ben öleyim!
Baharda bülbül öter, gül açarmış!
Bir tebessüm et! Sonra ben öleyim!
İnsan, raks eder hep neşe saçarmış!
Çöktü! Yorgun dizlerinin üzerine...
Omuzlarında kocaman bir yük vardı.
Tükürdü! Hayalindeki yüzlerine...
Ayakları, meyhaneye bitik vardı.
Loş ışıktan görülmedi ıslak gözler!
La yüs'elle başlar sözler
Secde et der alçak gözler
Bir gün onu da yakacak
Kalbe düşürdüğü közler
Tevhid, muallakta hep beklemekte
Tesniye ve teslis her an gezmekte
Beşerden uzak, saf yok eklemekte
Paradoksal nakil aklı ezmekte
İşte geldi Şair Her şey Aşka dair