Hârâbatı Görenler Her Biri Bir Haletin Söyler
Hârâbatı görenler her biri bir haletin söyler
Safasın nakleder rindân u zahid sıkletin söyler
Ser-agaz eyledikçe bahse bülbül revnak-ı gülden
Bezmde kulkul-i mîna mülin keyfiyyetin söyler
Tecellî nedesin ehli şikem idrâke kabil mi
Behişt andıkça zahid eki ü şürbün lezzetin söyler
Ne zabtı hâkimi şer’i ne hükm-i zabiti aklı
Cünûn iklimini seyr eyleyenler rahatın söyler
Miyân-ı güft ü gûda bed-meniş iham eder kubhun
Şecaat arzederken merd-i kıbtî sirkatin söyler
Muvafıktır yine elbet mizaca şîve-i hikmet
Tabîbin olsa da kizbi marizsin sıhhatin söyler
Perişan hatırımda nükte-i serbeste-veş kaldı
Ne kimse hikmetin anlar ne Ragıp illetin söyler.
Günümüz Türkçesiyle:
1- Meyhaneyi görenlerin her biri onun başka bir özelliğini söyler.
Rindler safasını ham sofular ise ağır ve sıkıcı olduğunu anlatır.
2- Bülbül gülün renklerinden söz ettikçe
şarap şişesinin “lık-lık”ı da mecliste şarabın özelliklerini anlatır.
3- Midesine düşkün olanların tecelli neşesini anlamaları kabil mi?
Zahit cenneti andıkça yeme içmenin zevkini söyler.
4- Ne şer’i hâkiminin zabiti, ne akıl zabitinin hükmü!
Delilik iklimini seyredenler oranın yalnız rahatını söyler.
5- Kötü huylular dedikodu ile kendi çirkinliklerini ortaya koyarlar.
Mert çingene de kahramanlığını anlatırken hırsızlığını anlatır.
6- Hekimliğin usulü mizaca uygun olmalıdır.
Hekim yalan söylerse ancak hastaya iyi olduğunu söyler.
7- Perişan hatırımda nükte düğümlenip kaldı.
Ne kimse hikmetini anlar, ne de Ragıp sebebini söyler.
Kayıt Tarihi : 30.9.2016 09:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)