Şimdi, çok uzaklardayım
Hayallerden, ümitlerden.
Bir keman sessiyle, usulca,
Şarkı başlıyor, ince nağmelerden.
Dalıp gidiyorum hatıralara
Bu sabâ ezanla irkilir tüm ruhum
Yüceler yücesi Allah'ım affeyle beni!
Geceyi boğan güneşle uyanır kâinat
Bülbül şakıdıkça dağlar ardından...
Titreyerek uzanır ellerim sana
Sen esirge günahlardan cümlemizi...
Yalansın hey yalan dünya, yalan.
Kim vardı, kim yoktu şu gönülde?
Acı tatlı hatıradır kalan
Her zaman geriye bu ömürde.
06.12.1992 Bursa
Yıllardır silinmedi, içimdedir hatıran
Eller misali sana, bu yollardır uzanan
Kim demiş, 'Unutacak! ' Bendesin, gönüldesin
Seller misali sana, gözyaşımdır çağlayan
Gidersen, deli gönlün bülbülleri susar
Niçin sorarsın sanki
Bilmez misin seni sevdiğimi
Duymak mı istersin yeniden
O sihirli iki kelimeyi
Haykırmayı isterken sana
Gem vurulur duygularıma
Çekildi tüm perdeler,
Kapandı kapılar...
Kara kış geldi,
Yaşanmadı bir bahar...
Giren bir yalnızlık artık koynuma,
Boğulan, hıçkırıklarım yastıktaki kokuna...
Bu gece, son gece
Bu gece, o iki hece
Sevmek denilen bilmece
Yaşanır en derinden gizlice...
Kıvrık saçlarında ben
Bir sevdaydı vurdu başıma
Olmayacak duaydı bu son şiirim...
Hasret bir şarkı oldu dilimde
Ayrılık kader gibi peşimde
Ben çaresiz derde düşsem de
Mazi şimdi o günlerim
Soramadım adını, sanını
Neydi kimbilir?
Düşürdün gönlüme yanar bir ateş
Ererken gurûba güneş...
O kış akşamı nereden çıktın karşıma,
Sorma sakın mazimi, acıdır;
Hep acı verir bana.
Bir mutlu gün varsa, sadece o!
Geçmişte kalmış mutlu bir gündür...
Sorma söyleyemem derdimi, yanlıştır;
Hep yanlış olmaya mahkum,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!