Şebboy kokardı ellerin
Tüm çiçeklerin kokusunu
terinle, teninde yoğurup
damıtırdı rüzgar
kelebekler ve bal arıları
o yüzden körkütük gezerdi
Rabbim seni nurundan özenerek yaratmış
Cemaline baktıkça aşka kanasım gelir
Gizemli bahçelere güzelliğin yansımış
Kokladığım güllerde seni bulasım gelir
Sevenler ayrı düşer sevgiliden çok zaman
Bir evim olmalıydı doğada,
denize karşı.
Ağaçtan bir ev
kuşlar gibi yaşamalıydım
prangasız ve özgür
Halit Özdüzen
Ne mısralar kaybetti ülkemin
şairleri
ateş okkasına batırıp
kalemlerini
gecenin yarısında kağıda
döktüler
İlkeleri olmalı insanın,
hak, adalet, dürüstlük, sadakat
vefa, sabır, şefkat, merhamet,
irade,barış,cesaret gibi,...
Amaçları olmalı insanın
çevreyi, insanları ve canlıları koruma
Sen ki kahrolası dünyanın kızıllığında doğdun.
Yer kanlıydı, gök kırmızı
Ülkene güneş bile kıpkızıl doğmaktaydı
Sonunda akan kanlarla
masmavi deniz bile kızıllığa boğuldu
Ey Bodrum sahillerine
Cilveli, nazlı
Bülbül avazlı
Bir afet-i devrandı
geldi, cihan ona doymadı
Güldükçe güller saçardı yanaklarından
Kiraz renk alırdı dudaklarından
Önce gözlerin gelir aklıma
Ve uzun uzun ufka bakışın
Sonra gözlerinde batan güneşler hatırlarım.
Sen güneşe bakardın, ben gözlerine
O batışlarda iç çekişin,
bana güneşin bir daha doğmayacağı korkusu yaşatırdı.
Şiirler yazdım sana, defter seni kıskandı
İçimi dökecektim, dertler seni kıskandı
Sevgimi zarfa koyup, allar pullar ekledim
Mektup ve zarf uyuştu, pullar seni kıskandı.
Şimdi Adada olmak vardı
Ciğerleri oksijenle doldurmak
Martılar,vapurlar, faytonlar
Sonra İstanbul’un siluetini
Seyran tepesinden, sen ve dolunayla beraber
Hatıralara yeniden yazmak




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!