Kalem ve Zindan
İçimdeki zindan ortaya çıktı...
Bir kâğıt aldım, bir de kalem.
Düşündüm öylece, senin güzelliğini
Kalemim, kâğıdı yorarken düşündüm...
Kara
Gözleri kara, gecenin elinde sigara külleri,
Saçları kara, rüzgârda savrulan eski telleri.
Kirpikleri göğe doğru kalkık bir suskunluk,
Göğsü küçük, kalça biraz kalın… teni esmer, buruk.
Kardan Bir Kefen
İnce bir tabaka bürümüş toprağı,
Bembeyaz bir çarşaf.
Sonbahar rengine bürünmüş gece,
Bedenimin beyazlara büründüğü gibi.
Kendi Mezarım
Dünden daha fazla istiyorum
Bugün ölmeyi.
Yaşamak için hiçbir
Heves kalmıyor dünden bugüne.
Kervansaray Gibi
Ben, senin gönlünde
Seni seven bir garibim.
Yolum hep senin yoluna çıkar,
Ben o yolda bir kervansaray…
Kırmızı Zincir
Tadı ölümün acı, metal gibi keskin,
ve bıçaklar gibi sessiz.
Ölmek istiyorum artık,
her nefeste ciğerlerime saplanan bin hançerle.
Kıyamet Türküsü
Yapraklar sararıp birer birer ölse,
Ay ikiye bölünüp gökler titrerse,
Güneş batıdan doğup ateşler saçsa,
Türk’ün ruhu yine Tanrı’ya ulaşa.
Kızıl Gün
Cinayet günüdür, bugün.
Kan süzülecek bütün gözlerden;
Kızıl bir deniz olacak gök,
Akan kanın yansımasında.
Kurumuş Dudaklar
Kurumuş bir dudağı
Canlandırır mı gözyaşları?
Parçalanmış bir yüreği
Onarıp iyileştirir mi bakışları?
Mazur Gör
Seni sensizliğe sığdıramadım,
Yokluğuna katlanamadım beni mazur gör.
Her akşam vakti kaybolan gölgem gibi,
Mutluluğumu kaybettim, mazur gör.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!