Evrende sınırlı varoluş varken
İçimizde ene nedendir bilmem
Sevmekten öteye yollar yoğiken
Uzaktan bakışlar nedendir bilmem..
Mevsimler akıyor suratle hızla
Nisan yağmurudur akışır hayat
Arzular uğruna kesilir takat
Yaşamın yolunda yenen her tokat
Yürek kanatıyor desem mi bilmem?
Gün gün kayboluyor doğan yıldızlar
Yasalar değişse zihin değişmez
İktidar değişse fakir değişmez
Kurulu sofrada paylar değişmez
Kimi kimden soracaksın be ağam? .
Ayazda üşüyüp yansa da bağır
Çocukluğumuzun bakkalı
Delik kuruşlarla avuçlar dolusu
Bisküviler aldığımız koca adam Vellen Sülüman!
Ellerimizi dolduran, yoksul yüreğimizi ısıtan
Günahsız sevinçlerimizi gördüğünde gözleri dolan…
Ölümünle nereye götürdün çocukluklarımızı? .
Alnında yazgısı yalnız bir adam
Yüzüne baktıkça artıyor tasam
Düşleri cebinde azalmıyor gam
Sırada kuyrukta bekliyor adam..
Verilen yetmiyor üç arşın beze
Yamalı don giyiyordu babamız
Ocak başı üstündeydi bacamız
Mis gibi kokardı tarna çorbamız
Kaşıkları sala sala büyüdük
Karlı pekmez hoş olurdu kışları
On ekimde yaş dökülür gözlerden
Bu kalleşler ne istiyor bizlerden
Yürüyordu asker gibi izlerden
Delikanlım vurgun yedi gardaşım.
Kına yaktım Mehmedimin eline
Ne yapsam yalan mı senin gözünde
Düşümde büyüttüm sevdanı gülüm
Adın tutsaklığım derken özümde
Baharı kışlara boğdurma gülüm..
Rüzgarlar savurmuş duygu bağını
Kadife üstünde benek benek gül
Yüreğinde gördüm ben senin Anne.
Koskocaman dünya ışıl ışıl tül
Gözlerinde gördüm ben senin Anne.
Dinledim ninniyi pamuk sesinden
Yağmurlar yağmadı kurudu toprak
Azalıyor gün gün yeşilde yaprak
Gönül gemisinin dümeni yıprak
Yolların üstünde yaya kaldım ben.
Güneş hararetli tenler çatlıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!