Zamanı mı bulduğum yerde
kapı eşiğinden farz-ı misal
tabanıma kuvvet yürürüm kendimden
Güzergahlar boylu boyunca uzanmış,
güneşin doğuşuyla başlar ela gözlü geceler
Ruhen ve beynen özgürlüğün zorundalığını akıldan silememiş olduktan sonra;
yılların!
köleliğe sırnaşmış bu hallerine
vakit öldürmeğe ne denir acaba?
Daha önce de dilekler aynı değil miydi kuzum
Hiç birşey düşünmüyorum feylesof
düşünmek değiştirmiyor hayatı
uyumak-
uyanmak-
tekrar uyumak tekrara
mükerrer uyanmak istiyorum.
Kenarının köşesinde aklının
kuytusunda can erik
aş ermede kalkan balığı koruyan kollayan
tadında dil-bal-ağında
usulca büyür mercan kayalıklar
Arınmasınlar kalben kötü olanlar
Sevgi sonsuzluk
gökyüzündeki oksijen kadar çoğul gözle görünmeyen kadarda ilgisiz sanmalarda
seni içime çektim dostum.
sorarsanız bir ağaca,
Beğendim ama
gölgeler benliğin ve bencilliğin iz-düşümüdür
tereddütlerde koymasın
ilahlar insan güzelliğini.
Bir cigara yakar
Düz mantık mı yürütsem bu parodoks eksende!
belki bir imge sarhoş düşer mutsuzluktan
yok böyle bir olasılık.
Gecenin dinginliğinde dolunay bütünlüğü gibi bişeysin.
Seninle
aramızda kaç mevsim senli benli gelip geçtiler yıllar boyu
ancak:
biz hep çoktuk hiçlikte
Hiçbirşey umursamazken çok şey takılıyor zamana-imkana ve mekana
İki dudak arası
apışır kalır amme hizmetinde amele.
Ve
tazmin eder yaşatmamayı
lanet olsun idrak-ı zarurete.
Seninle;
buğulu camlar gibi aşkımız
içerde sıcaklık
dışarısı soğuk
sensizliğim için silemem
silemem;
BU DA CANDİR İŞTE
BU DA CANDIR İŞTE SENI SEVERKEN..
ÖLMEYI DE BİLİR BUDA CANDIR İŞTE
MAHKUMDUR SENİ BEKLER GÖZ YAŞLARI İLE.
SENSİZ NEFES ALAMAZKEN BUDA CANDIR İŞTER
..........20.04.2013...........GÜNER KARATEKE