Ne olmuş hava karlı ve soğuksa.
Fırtınadan göz gözü görmüyorsa.
Elektirik telleri kopmuş,
Minareler yıkılmışsa.
Alt tarafı memlekete gideceğiz.
Çocuk olmak ne kolay.
Oyun alanları elden gitmiş,
Her yeri fabrikalar istila etmiş.
O oturmuş hala,
Kelebekler uçuşan resimler çizer.
İnsan bu şehirde hiç yaşlanmaz.
Güneşi var, denizi var, yeşili var.
Yaşadıkça hiç hayata doyamaz.
Parlak ışıkları, gülen insanları
Mis gibi kokan çiçekleri var.
Cıvıldayan kuşları,
Kuşlar kuşlar,
Söyleyin bana.
Gökten yağan
Yağmur damlası kadar,
Saf ve berrak olan,
Sevdiğim kız nerede?
Gemi gelir iskeleye yanaşır.
Kaptan derin bir of çeker.
Gemi iskeleye bağlanınca,
Uzaktan gelenlerle,
Bekleyenler kavuşur.
Hey gidi dostum hey,
İçimdeki sevgini bir bilseydin.
Yanar kül olurdun gördüğünde.
Gözlerin nur gibi parlardı eminim.
Damarlarındaki kan akmazdı.
Nefesin tıkanırdı.
Şapkasını taktımı,
İri bir patlıcan gibi
Görünürdü burnu.
Başını hiç kaldırmazdı,
Yerden.
Utanırdı burnunu
Dün gece seni gördüm rüyamda,
Uzatmıştın ellerini bana,
Çakı gibi asker olmuştun.
Duruyordun dimdik karşımda.
Önce selam verdin, ben bir askerim dedin.
Ayağımda potin, üzerinde meşin, omuzun da mavzerin.
Ne desem ne yapsam sana,
Soğuk kardeş.
Kış baba ile birleştiniz.
Gene yapacağınızı yaptınız.
Reva mı bize yaptıklarınız.
Gidin artık da,
Bu adam iflah olmaz.
İşin çok zor senin.
Hem zor hem karışık.
Çünkü sen zor işlerin adamı değilsin.
Küçük dünyana bakmadan,
Olmayacak hayallerin peşindesin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!