Yağmur damlaları,
Değmeyin bana.
Sizler üzerime döküldükçe,
Sevgilime söylediğim,
Binlerce aşk sözcüğü,
Gelir aklıma.
Sabah kalkar güneşi severiz
Kahvaltımızı yapar.
Serçelere selam veririz.
Canımız sıkıldı mı sahilde gezer.
Bir bankta oturur.
Hem dinlenir hem simit yeriz.
Çekinmeden bir kapıyı çalabiliyorsan,
O kapı gerçek dostun kapısıdır.
Böyle bir kapı varsa önünde,
O insan,
Şanslı insandır.
Yalnızca siz olsaydınız,
İşim çok kolaydı, sevgili ayaklarım.
Ellerim, kollarım, bacaklarım, tırnaklarım,
Ve hatta saçlarım,
İlgi bekler benden.
Söyle be güzel kardeşim.
Sevgim yok kana kana içmeye.
Kurumuş pınarlarım.
Umudum yok yollar gitmeye.
Karanlıklar içinde kalmışım.
Güneş doğmuyor benim için artık.
Hep karanlıklar,
Dinsin artık şu yağmurlar.
Güneşli havaları özledim.
Şu anda tişörtümü giyip,
Gönlümce dolaşmayı,
İnan çok isterdim.
Eğer aşkımız bir yalan olsaydı,
Oturur üstüne iki bardak,
Buz gibi,
Su içerdim.
Hafiften esen bir lodos.
Hava kapalı.
İnceden inceden yağmur atıştırmakta.
Deniz gene gümüş rengini almış.
Kış görüntüsünü andıran bir hava.
Yok yok anlaşılan bu sene yaz gelmeyecek.
Ne kadar maharetli alıyordu,
Çöpleri çöp kutusuna.
Acelesi vardı sanki,
Atılan çöpü yere düşmeden,
Kapmanın telaşı içindeydi.
Yerde çöp görmeye
Kuş uçtu, kervan geçti.
Göçmen kuşlar memleketlerine uçtu.
Ağaçlar çiçek açtı,, kelebekler uçtu.
Karlar eridi, havalar değişti.
Değişmeyen bir tek şey var,
O da senin inadın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!