Mutluluk da ağır geldi, mutsuzluk da yordu…
Ben, ikisinin arasındaki o isimsiz durakta, "hal'sizlik"te konakladım.
Ne kahkaha attım doya doya, ne ağlayabildim içimi söke söke.
Sanki duygular ellerini eteğini çekti benden.
Durağan bir rüzgâr oldum; esmeden, savurmadan, varlığımı bile hissettirmeden.
Çünkü "hal"siz olmak, bazen en büyük kaçıştır.
Bir şey hissetmemek, bazen en dayanılabilir duygudur.
Ve evet, ben hislerin ortasında, hissizliğe sığındım.
Ne iyileşmek istedim ne de yara alacak kadar açıldım hayata.
Hal’sizlik…
İnsanla insan arasına gerilen görünmez perde…
Gülmeyen ama ağlamayan yüz…
Çığlık atmadan boğulan bir ruhun sığınağı.
Ve bazen, bu hâl en doğrusu gibi gelir.
Çünkü hissedersen, başlar kavga.
Çünkü hissedersen, değişmek zorunda kalırsın.
Çünkü hissedersen… yaşarsın.
Ben ise…
Sadece var oldum.
Ne mutlu ne mutsuz.
Hal'sizce.
Yani ne orada, ne burada…
Sadece arada.
Ve belki de tam bu yüzden… kaybolmadan.
Kayıt Tarihi : 4.6.2025 18:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!