Hakk'ın kandilinde gizli sır idim
Anamın beline indirdin beni
Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin
Türlü irenklere yandırdın beni
Anamın karnında ben neler gördüm
Yedi derya geçtim, ummana daldım
Dokuz aylık yoldan sefere geldim
Bir kapısız hana indirdin beni
Ben de bildim şu dünyaya geldiğim
Tuzlandım da çapıtlara belendim
Bir zaman da beşiklerde eğlendim
Anamın sütüne kandırdın beni
Beş yaşında akıl geldi başıma
On yaşında gider oldum işime
Varıp ta değince on beş yaşıma
Bir kuru sevdaya yeldirdin beni
On beş yaşadım, yirmiye yol oldu
Otuzunda çevre yanım göl oldu
Kırk yaşadım, hayrım, şerrim bell'oldu
Hayrımı, şerrimi bildirdin bana
Ellisinde yaşım yarısın geçti
Altmışında yoluna yokuş düştü
Yetmişinde biraz tebdilim şaştı
Mertebe mertebe indirdin beni
Sekseninde beratçığım yazıldı
Doksanında kan damarım üzüldü
Yüz yaşında azalarım çözüldü
Bir sabi masuma döndürdün beni
Karac'oğlan der ki, yaktın yandırdın
Ecel şarabın verdin kandırdın
Emreyledin Azrail'i gönderdin
Hiç de doğmamışa döndürdün beni
Kayıt Tarihi : 15.6.2015 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sultan Süleyman'a kalmayan dünya,
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün.
Nice bin senedir çürüyen canlar,
Hakk'ın emri ile dirilir bir gün.
Ne güzel yapıdır Cennet yapısı,
Çok aradım, görünmedi kapısı.
Benim korktuğum yol Sırat Köprüsü,
Cehennem üstüne kurulur bir gün.
Karşıki dağlar da karlı dağ olsa,
Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsa,
Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa,
Yakasız gömleğe sarılır bir gün.
Bu dünyada adem oğluyum dersin,
Helâli, haramı seçmeden yersin,
Yeme el malını, er geç verirsin,
İğneden ipliğe sorulur bir gün.
Gökte yıldızların önü terazi,
Ülker ile aşar gider birazı.
Yarın mahşerde de sorarlar bizi,
Hak mizan terazi kurulur bir gün.
Karac'oğlan der ki: Konup göçersin,
Ecel şerbetini bir gün içersin,
Sırat Köprüsü'nden sonu geçersin,
Amelin eline verilir bir gün.
Karacaoğlan
Gel aşık bak şu mahlukun işine,
Amel kazanmadan sevap istiyor.
Umurun halinden bilmeyen kişi,
Arifin ağzından cevap istiyor.
Dört kapının marızların bilemez,
Başı canı Hak yoluna koyamaz.
Okuyup da elifbeyi diyemez,
Hocaya varmadan kitap istiyor.
Fehm etmez kelamı, acıdır sözü,
Ne bilsin şekeri, şap sanar tuzu.
Kulluk makamına ermeden sözü,
Cenab-ı Mevla'dan hitap istiyor.
Kaba sofu gibi meydanda çıkar,
Yanaşman yanına nefesi kokar.
Tilki gibi her deliğe baş sokar,
Hemen de camide hattab istiyor.
Karac'oğlan der ki: Çoğaldı adu,
Seyrettim cihanı kalmamış tadı.
Kanaraya dönmüş kelp ilen kedi,
Utanmadan dönmüş kebap istiyor.
Karacaoğlan
Evvel Allah, ahir Allah,
Ondan ulu gelmemiştir.
Hak Muhammed'den sevgili,
Hakk'ın kulu gelmemiştir.
Şah-ı Merdân idi adı,
Cömert sofrasın kim kodu?
Ali'ye 'Arslan'ım!' dedi,
Ayruk Ali gelmemiştir.
Pîr olmayan aşka gelmez,
Koç olmayan kurban olmaz,
Ecel gelse derman olmaz,
Hak'tan rıza gelmemiştir.
Od düştüğü yeri yakar,
Değme dalda gül mü biter?
Ko dört dilin, çok kuş öter,
Bülbül ünü gelmemiştir.
Karac'oğlan, Hakk'a yalvar,
Verdiğine günah ol dar.
Şu âlemde eksiksiz yâr,
Kimse bulup gelmemiştir.
Karacaoğlan
Evveli yalan dünyaya,
Kur'an m'indi, hece m'indi?
Haydin danışak alime,
Gündüz m'indi, gece m'indi?
Melekler safa düzüldü,
İblis'in bağrı ezildi.
Dört kitap nerde yazıldı?
Yoksa gökten hoca m'indi?
Melekler Mevla'nın hası,
İblis ona oldu ası.
Gökten o kudret lokması,
Toka m'indi, aca m'indi?
Karac'oğlan söyler ırdan,
Destur aldım ben bir pirden.
Beytullah'ın üstü nurdan,
Beyte m'indi, hacca m'indi?
Karacaoğlan
doğmuşum bir kere,giymişim entarimi
toplar toplar yürürüm eteklerimi
elime tutuşturur Azrail,ölüm biletimi...
gelmeden yüzlü yaşlara
öleyim bari!..
:)
TÜM YORUMLAR (9)