Fısıltılı imalardan,
Anlamlar krallığı kurdular,
Her yanı süslü, her yanı gizem,
Gerçek bir söz düşse, duyulmazdı bu diyarda.
*
Her nesne, bir başka şeyin gölgesiydi,
Yollar hedefe değil, mesajlara çıkardı,
Duvardaki her çatlak, bir kehanet saklardı,
Burada her şey, başka bir şey demekti.
*
Kelimeler ağızlarda, birer duvaktı,
Bu sarayın sahte incileri de, asla kararmazdı zaten,
Fikir alışverişi yapanların, hiçbiri açık değildi adeta,
Niyetler, birbirine pusu kurmuştu, zorunlu sohbetlerde,
Benzetme çağında yaşayan, kimsesizlerdi onlar.
*
Lakin fark etmezlerdi, kaybolduklarını,
Önemsemezlerdi de zaten,
İşaretlerle anlaşıp, sembollerle avunurlardı,
Ne yalın bir gülüşü görürlerdi, ne içten bir selamı.
*
Şifreli bir telaşları vardı, gizemli duruşları,
Hangi sırrı çözseler, bir yenisine gebeydiler,
Ne rengi vardı, ne dokusu bu alfabenin,
Herkes kendi şifresinin, zindanında esirdi.
*
Çocukların söylediği, düz cümleler, çoktan sürgün edilmişti,
Onları terk etmişti, kelimelerin çıplaklığı,
Birisi su dese, bin bir yankı taşırdı,
Kimse pınarın kendisine ulaşamazdı.
*
Sözcüklerden örülmüş, bir tavanları vardı,
Hakikat güneşi, çok ötelerdeydi artık.
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 21:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!