masamda dökülen bir şarap şimdi
sizlerin mevsimi üzüm
bu dalların,
bu sepetimiz,
bu ipimiz ve yolumuz
syrah’a şiraz deyişimiz
benim adım
hileli bir ad
bir ritmin uyumuna bağış edilen
bir kandırma
bir gol sevinci
katlanmış bir kağıda yazılan
senli otobüsler geçiyor otogardan
sessiz şehirler düşüyor önüme
kuşları ölmüş sokakların hep sessiz
ağaçları devrilen
yaprakları dökülen
çiçek bile vermeyen
susuz kalmış aşklar
sessiz şehirler beliriyor gözümde
haritadan silinme
korkusu taşıyan
kadınlar ve çocuklar
bir yanlışlığa açan
uyku saati gibi
kimsenin ölmeyeceği
bir gün dileğiyle
yaşayan şehrimiz
bizim dahi değil.
yine senli,
karşı şehri düşledim.
oğlu onun,
iki gün önce söz etsem,
inanmazsın ha!
onun oğlu,
ağlayarak diz çöktü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!