HÜZÜN GÜNLERİMİZ
Günlerimiz yavaş yavaş bitiyor. Her gün kafile kafile boşalıyor Mekke. Bulunduğumuz bölge Mahbes-ül Cin o kadar sakinledi ki, servis otobüslerine binince 5-10 dakika beklemek zorunda kalıyoruz. Bugünde otelimizin yanındaki İranlılar yüklüyorlardı eşyalarını. Bizim bölgemizdeki Türklere hitap eden lokanta, market ve kahvehaneler kapanmaya başladılar. Türk esnafı kalmadı anlayacağınız. Artık ihtiyaçlarımızı arkamızdaki büyük marketten karşılıyoruz.
Beytullah hiç sakinleşmiyordu ama. Sanki inadına daha da kalabalıklaşıyor. Her taraftan binlerce mi desem, yüz binlerce mi desem gidenler var. Kalabalık hiç azalmıyor. Herkes “nasılsa gideceğiz, kalan günlerimizi değerlendirelim bari” diyerek Kâbe’ye tavafa geliyor herhalde.
Bugünde umre yapmaya niyet ettik. Bayramdan sonra bir gün umre yapıyoruz, bir gün yapmıyoruz. Öyle ayarladık kendimizi. Hacı Ahmet arkadaşımda bizimle beraber geliyor genelde. İhramlarımızı giyip çıktık otelimizden. Artık vaka-i adiyeden olmuştu. Mekke şehrine iyice alışmıştık. Arabalar nereden kalkıyor diye sormuyorduk kimseye. Yine öyle yaptık. Umre bile kalabalık. Sanki gördüklerimiz gitmiyor da, yer değiştiriyorlar.
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta