Kibir çıktı rutubetli yuvasından.
Haykırdı pişmanlıklarını kör kuyuya.
Kova kova boşalttı içindeki tüm gerçekleri.
Son sözleri yankılandı bulutlar arasında.
Yağmur oldu yağdı kurumuş topraklara.
Bir tohum fışkırdı yerin yedi kat dibinden.
Dinledi aşkın musikisini en derinden.
Yaprak yaprak çoğaldı,
oldu sonunda yeşilden bir kitle.
Yavas yavaş bıraktı sırtına zehrini.
Bir daha dönmemek üzere gitti…
Sonsuzluk aynasının tam karşısında.
Yüzleşti yüzünle, müjdelendi huzur.
Birdenbire irkildi,
aydınlandı düşünceleri birdenbire…
Sarıldı, sımsıkı kucakladı mistik dünyayı.
Uzandı ulaşılmaz sandığı en yüksek makama.
02.02.2008
Kayıt Tarihi : 19.4.2008 11:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Kibri Yenen İnsan, Hakikate Yürür" > Kibir, insanın en sinsi düşmanıdır. Sessizce yuvasını içimize kurar, biz fark etmeden zehrini damarlarımıza bırakır. Onu besledikçe büyür; biz sustukça konuşur. Ama bir gün, insan –gerçekle yüzleştiğinde– kibri kendi elleriyle boğar. O vakit içimizde bir tohum yeşerir. O tohum, sevgidir, tevazudur, huzurdur. Kibirle savaşmak, insanın en büyük savaşıdır. Kibir öldüğünde, insan yeniden doğar. Kibir zehirdir. Pişmanlık panzehir. Sevgi ise sonsuzluktur. Ve sonsuzluğa yalnızca kibrini yenenler ulaşır. Kibri yenen en büyük düşmanını yenmiş olur.
Ölmelimi? bilemiyoruz :(((
yüreğine sağlık tebrikler.......
10/10/08
TÜM YORUMLAR (10)