Doldur ver içeyim şarabı aşkın
Nolacak içimde harabı aşkın
Olmuşum bak gör ki türabı aşkın
Doldur ver şarabı sarhoş olayım
Sevdayı aşkından bir hoş olayım
Sana şiir yazmak, yürek işidir;
O işi başaran yürek azizdir...
Dostluğun sebebi dost gidişidir;
Saygı o gidişin derin izidir...
Tükenmez insanın içinde hazlar,
Bu sırrı söyleyemem, unutsam da olmuyor,
Çırpınıp duruyorum, çaresizim acizim...
Ne boşalmaz bir yere, ne doldursam dolmuyor...
Gönül çölüme yağan yağmur odur azizim...
Bir yayla koynunda çoban çadırı
Güneşin gölgesi arkaca vurmuş
Çadırın beyazı cezbetmiş kırı
Bir renk armonisi akşamı sormuş...
Çobanın tasası kaybolan kuzu
dalların sudaki gölgelerinde
bir gizli, gizemli sohbet hissettim..
bu ıssız, bu sessiz, bu tenha yerde
bende sustum; susmayı tesis ettim..
Senin o dediğin gazoz ağacı
Yenilir içilir sıkma mı hoca!
Bu garip intikam ücret aracı,
Eline kınalar yakma mı hoca...
Sen bencil, hem hasis, hem muhterissin,
Devlet malı deniz yemeyen domuz,
Domuz çiftliğimi memleket ulan
Soydukça soyuyor soyuyorsunuz,
Siz ki başımıza felaket ulan
Baklava çalanda,banka soyanda
Geçen gün ben sizi bir tenha yerde,
Baş başa konuşur, halleşir gördüm.
Sevgilin duvarın gölgelerinde,
Seni de açıkta dilleşir gördüm...
Bu sevinç, mutluluk gözlerinizde,
Bu yolda rastlaşır selamlaşırdık
Bu resme bakınca hatırlar mısın?
Bu yolda üşüyüp yolu şaşırdık
Bu yolda, demiştin kolumda ısın..
Kar yağdı, biz gittik; tipi de çıktı...
Bilirim seversin seversin ama,
Gözlerim gözüne bedel değilki...
Düşüncen fikrimde belli muamma,
İnanıp avunmak, bir yol değil ki...
"yarası saklıyım sen sen ol sorma
yarası saklılar gizli ağlarmış...
har vurup canıma harman savurma..."
sevdalar yürekte kanlı çağlarmış..."
Garibim namına kerem diyorlar...
Garibim namına kerem diyorlar...