ruhum çırpınıyor kurmuş olduğun
çarmıhın kollarında
küt-küt atan yüreğim eziliyor
böyle bir eziyet sahnesinde
başımda dolanıyor çaresizce
hacı kuşları
Can damarımı yırtardınız;
yüreğimi parçalayıp,
bölük bölük gelen yırtıcı kuşların
çığlıklarına teslim ederdiniz ruhumu,
paylaşırdılar sonra,
etimi,kanımı,kemiğimi.
mülke sevdalı
patlak gözlerimiz vardı
hain hain bakan
timsah gözleri gibi
yanan kocaman ateşin
kolları
tartaklarken kocaman dağın
bedenini
şarabın kan kırmızı
inadına karşı koyamıyorum
Tarif edilemez tanımsız
yalnızlığımı
bıraktım
herkesin malı olan
aynı zamanda
çok şükür benimde
Bugün yine yağmur yağıyor İstanbulda
her nedense
bugün
bu koca şehir
inan bana
bütün uzuvlarıyla
Sen
velhasılıkelam
denecek kadar
ve kesip atılacak
ve hemen bitecek
ve hemencecik
ay tuttu bizi
kan gibi
genlerimizde saklıydı
uluyan kurdun tohumları
kaşıntı halinde
varlığını hissettirdi
Siz denizden aldınız onu
denizden.
Balık sırtı gibi birşeydi
gördüğünüz.
kâh kaybolan,
kâh görünen.
Güneş vuruyor kalemime.
Kalemimin gölgesi;
anlaşılmazı zor bir pandomim
sanatını icra ediyor.
Ben biliyorum
ve anlıyorum,



-
Gürbüz Öztürk
Tüm YorumlarYasanacaklar mutlaka yasanacak.