Beni koyup giden cefacı dilber!
Koyduğun yerlerde duramıyorum;
Beni de alsaydın nolur beraber?
Derdimi kimseye veremiyorum...
Çıksam şu dağların yücelerine,
Eş olsam gurbetin gecelerine,
İmrenir dururum nicelerine,
Bir ben mi murada eremiyorum.
Akşam olur, , kuşlar konar dallara,
Susamış yıldızlar iner göllere,
Güzeller dizilir ince yollara,
İçlerinde seni göremiyorum.
Bir akar su görsem melil olurum,
Ben bu dertten hasta olmam ölürüm.
Seni kaybettiğim yerde bulurum,
Durduğun ellere varamıyorum.
Bu gül yaprağımı dudak değil mi?
Ne diye kıvrılmış, yazık değil mi?
Sana giden yollar uzak değil mi?
Korkumdan bir türlü soramıyorum...
Bağrımda koç gibi dağlar yatışır,
Görünmez dallarda kuşlar ötüşür,
Bir yerim var benim, yanar tutuşur,
Bir yerim kanıyor saramıyorum...
Kayıt Tarihi : 17.10.2002 07:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

“Beni de alsaydın nolur beraber?
Derdimi kimseye veremiyorum...”
Derrida'nın “différance” kavramı — yani fark ve ertelenme — burada açıkça görülebilir. Şair “derdini verememekten” şikayet eder; ama bu şikayet, aynı anda hem bir duygunun hem de bu duygunun ifade edilemezliğinin ifadesidir. Dil burada hem açığa çıkaran hem de örten bir araç olur (Edebiyat Edimleri, s. vii). Şiir, “duygu”yu iletmek ister ama o duygu zaten dilin sınırlarında kaybolur.
...
TÜM YORUMLAR (27)