Bekleme salonu no: 2025...
Akvaryumda balık,
Avizede aydınlığa dönüp duran üvez.
Vatozlarımız var kılçık bırakmaz yutar.
Allı pullusu var suda pasparlak
Ve av olduğundan, mal olduğundan habersiz.
Duyarsızım ve sevgisiz, huzursuz, mutsuz, hüzünsüz.
İnsan hayatının bile kıymeti yok gözümde.
Çünkü tek ben varım bu dünyada.
Yalnız...
Sadece kendi başıma,
Dünyada tek.
Şarkı söylemek istiyorum.
İçimden geldiği gibi,
İçimden gittiği gibi, bazı şeylerin;
Fikirler, düşünceler, arzular, hayaller...
Us desen az,
Kul hazır, yol hazır.
Sigaram gibi memleketim
Sigaram gibi memleketim
Baştan sona ölüm
İki türü var son bölümün
Ya geçecektik gülüp ya da savaşıp ölüp
Durduğu yerdeyim artık saatin.
Reddediyorum gelmişi ve geçmişi,
Reddediyorum geleni ve geleceği.
Barıştım!
Bir kabulleniş olsa gerek ismi.
Peki, karar?
Karar veremiyorsan halen, hiçbir şey yapmamak, en doğrusunu yapmaktan daha doğru.
Bitmiyor ki.
İçime bir şey var tanımlayamadığım.
İçimde mi kalır hep olduğu gibi ?
Hep, olduğu gibi kalır mı İçimde,
Yoksa, Hep olduğu gibi mi, kalır İçimde?
İçim nasıldır bilemem ki.
Kelimeler kifayetsiz, ben hoşlanmıyorum vedalardan.
Bana ulaşmak için geçmelisin denizler ve dağlardan.
Sonra belki bahsederim merhametinizden geriyken;
O denizlerde boğulmadım ben, hem de kâğıttan gemi iken.
Hevesim henüz yeniyken, ben ölmeye bile hazırdım.
Yarıp çıkması gibi bu isyan çığlığının ses duvarıyla beraber gövdemi
Üstelik tam da bir tramvay senfonisi dinliyorum
Fakat olur iş değilken, olur iş
Sevişme ihtimali fikrinin uzun koridorundan geçiyorken;
Bir dilenci üflüyor kulağıma bir memleket meselesini
Umursamıyorum ama olsun yine de ağlayabilirim buna
Biz ne için yaşıyoruz bilen söylesin.
Doğarız güneş gibi doğudan, kimi belki ay gibi karanlıktan.
Hani üstünü örter gibi bir şeylerin.
Sonra geçeriz yavaş yavaş kıyısından serin, yârin,
Sonra yaranın, belki yaradanın.
Çiçekleri görürüz, kuru otları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!