bu kaçıncısı ? yazmak için uğraş veriyor ve sonra bir çırpıda silip atıyorum. Oysa buraya gelirken günlük tutmayı kararlaştırmıştım. Sekiz günde on sekiz günlüğün üzerine çizgi çekmişim.
Bir başka uğraş alıp götürüyor beni. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru uyku basıyor , sesini kısarak dinlediğim radyoyu kapatıyor, okuduğum kitabı bir yana bırakıp harcanacak düşlerin ülkesine uykunun eşiğinden geçtiğimi belli belirsiz anımsıyorum.
Uyku benim çok gizemli coğrafyam ; imgelerimin ışkın verdiği yurt.
Genellikle orada biriktiriyorum yazacaklarımı ve oradan devşirdiklerimi dolduruyorum metinlerime.
kendime ikram ettiğim demli çayla beraberim. Bardak bana bakıyor ben bardağa bakıyorum.
dehşetli bir dürtüyle koşullandığım her şey kaybolup gitti.
basıyor bir karabasan
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını