Taze gecelerde birikir sıcağın sesleri
Ardı sıra tüllenen yüzler
Kuşların dilinden alnımıza vurulur
Bilmiyorsun
Burada her çocuk başı
Yirmi yedi kere iner yağmur
O şimdi ne yapıyor
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Devamını Oku
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Şimdiye değin yazılanlara bakılırsa AHMET MUHİP DIRANAS ın FAHRİYE ABLA şiirinin daha kapalı bir yorumu bu şiir..
Sis içindeki dizeler, hüzün, içine kapanık ruh, sokak ve mahalle, suskunluk gibi şairane hava kendine mahsus özgün bir forma kavuşturulmuş şiirde..
Özgün oluş , ilk ve fakat en önemli basamağıdır şair oluşun .Okura beklemek düşer bu durumda şairde demlenecek yeni dizeleri ...
Tebriklerimle...
En mantıklı yorumu ve açıklamayı, sayın Tuğlu yapmış. Teşekkürler sayın Tuğlu. Böylece şiirin içeriğini anlamış oldum.
Değerli şair Yılmaz Erdoğan'ın 'Adın bahardı' şiirinin bir başka gize sarılmış versiyonu gibi yorumluyorum bu şiiri. Sayın Özdemir'e şiirini bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyorum.En kalbi tebriklerimle nice şiirlere diyorum.
'Sana en çok beyazı yakıştırdık'
bu mısrada ki beyazdan murat, ya kefen ya gelinlik diye düşündüm...Şiirler çok hüviyet taşır çok fazla şaşırtmaca olur. Okuyucu, şiiri çeşitli şekillerde tefsir ederken, şair bıyık altından gülümser. Bir aydan söz ediliyor, Kasım ayından; okuyucunun çözmesi gereken bir şifre gibi olduğu düşünülebilir. Yanıltmaca, dikkati başka yöne çekme niyeti de olabilir...Gittikçe sevmeye başlıyorum şiiri yakınlarıma okudum beğendiler...
Mahalledeki tüm çocuklar gibi o da ona aşıkmış
Akşamlar onun işten dönmesini beklermiş
'Buğulu pencere önünde' gölgesini seyredermiş
Kasımın soğuk gecelerine aldırmadan
Bir gün 'beyaz atlı prens' gelmiş
Beyaz gelinlikler içinde alıp götürmüş onu güneye doğru
Ölmesini istemedim sadece
Bu şiir felsefeden iyi anlıyor,yüzmesini iyi öğrenmiş,bu denizden boğulmadan çıkabilmiş,şiiri biraz çözdüm sanki lakin anlatamam.Burada dilim lal.Bekleyin bu yaştan sonra dilim açılırsa anlatırım.Açılmazsa devlet sırrı gibi benimle beraber gider.Saygılarımla.
Bu şiir, imge sağnağı. Yorum yapıp, saçmalamaktansa, uzak dururum, daha iyi.
'Bir sokağın alnında hayaller üteriz'
En çok bu mısrayı beğendim.
Şiirin falına bakılmış; ah bir de ben öğrenebilsem ya fal bakmayı...Kim demişti unuttum. İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar. Ben de, bu şiirin; ulaşılması güç saygı duyulan çok beğenilen tapılacak kadar sevilen bir sevgilinin ardından yazıldığını düşündüm.kahveyi fazla kaçırdıklarından, fincanda biriken telve yüzünden fal kasvetli çıkmış.Şair ve kendi yaşıtları o sevgiliden daima geride durmuş ve hayranlıkla sevmişlerdir onu. Lakin kader sevgiliyi almıştır ellerinden. Benim masalım da bu oldu. Ayrı kulvara attım adımımı, ya bismillah dedim; sonu hayır gelir inşallah.Şiiri beğendim mi? Bir kaç kez daha okuyup kendimi şairin yerine koymam lazım...Şarin farklı bir söylemi var; farklılıkları severim de henüz yeterince haz alamadım şiirden. Şiirde harcanan yılların emeği gözlemi var; sahibi için neleri hatırlatıyordur kimbilir? Emeğine duygularına sağlık olsun diyorum.
Belki onlardan duydu. Yanında can vermediyse... Her ne şekilde ve kimden duymuş olursa olsun, ölümü idrak edemiyor. ya küçük, ya şokta...
Teyzeler, ölümü ona öyle anlatmışlar. Öldüğünü, fakat yok olmadığını, çok güzel bir yere, cennete gittiğini söylemişler.
Bu şiir ile ilgili 63 tane yorum bulunmakta