Bir zevk duyulmaz oldu, buranın rüzgârlarından
Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.
Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine
Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından! ...
Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an
Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle;
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
"Varsın eskisin sesim, kaybetsin ahengini
Geceler kıskanmasın, aydınlığa süsünü.
Donatsın sonsuzluklar gibi, gurubun rengini
Söylesin ve uzaklar baharın türküsünü..."
Gün/Eşim....
İlhan Berk "zor olan demiş,şiirin hayatını yaşamak.Yazmak,sonra gelir hep."
"...selâm ! Sonsuzların yorgun gönüllerine
selâm : güneşi içeren çocukların diyarından.!"
.
Rahmet ve saygıyla...!
Sonlu bir dünyanın fani insanları olarak hepimiz sonsuzluğa namzet insanlarız elbette lakin, sonsuzluk diyarı olan ahirette iki tane sonsuzluk diyarı vardır. Bunlardan birisi ki -biz Mü'min ve Müslümanlar olarak her daim oranın hasretiyle yaşıyoruz- Cennet denilen, içinde her türlü ihtiyacın sonsuza kadar karşılandığı ve sakinlerinin her türlü elemden ve kederden muaf olduğu yerdir. Diğeri ise, mücrimlerin, müşriklerin, kafirlerin, münafıkların ve fasıkların sonsuza kadar kalacakları adına cehennem denilen korkunç mu korkunç bir sonsuzluk yurdudur. Rabbim, içinde dehşetli azapların münderiç olduğu korkunç cahimden, muttaki, müstakim, muavahhid, muhlis, muslih ve muhsin olan cümle ümmet-i Muhammed'i ırak kılıp onları, içlerinde sonsuz saadetlerin münderiç olduğu baki cennet yurdunda meskun kılsın amin!
Bir zevk duyulmaz oldu, buranın rüzgârlarından
Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.
Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine
Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından! ...
İlhan Berk'in sonsuzluğu hedeflemiş gönülleri selamlayan bu şiiri ustanın diğer şiirkeri gibi muhtesem... Rahmet ve saygıyla anıyorum...
Güneşi milyarlarca yıldan beri yakan bizzat onu kainatı ve bizi yaratan Kadir Mevla'dır.Onun ve bizlerin bu alemdeki sınav işi tamamlanınca yine onu içine dürüp söndürerek görevine son verecek olan o Rahman'dır.
Bizim hayat güneşimiz gökteki güneşin sönmesinden önce mutlaka sona ereceğine göre biz gökteki güneşle değil kendimizle ilgilensek daha isabetli davranmış oluruz.Ne demiş şair? "Ötelerden davet var habersiz miyiz?
"Güneşe göç var da kalan biz miyiz?
Herkese hayırlı çalışmalar.
İlhan Berk üstadımızın hiç gençlik fotoğrafı yok mu yav adam hep yaşlı :(
''Bir zevk duyulmaz oldu, buranın rüzgârlarından
Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.
Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine
Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından!...
Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an
Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle;
Bir ateş yakalım ki, tutuşsun gökler bile
Ve Güneş içilsin o gün, kızıl çanaklardan!...
Varsın eskisin sesim kaybetsin ahengini
Geceler kıskanmasın aydınlığa süsünü.
Donatsın sonsuzluklar gibi gurubun rengini
Söylesin ve uzaklar baharın türküsünü...
Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden
Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden.
Selâm! Sonsuzluklara, hasretli gönüllerden,
Selâm, güneşi, göğü yakanlar bahçesinde!...
güneşi yakanların selamı''
Beğendim..
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta