Sakındım, ağızdan kaçacak kelimelerden,
Akşam üzeri, sessizliğin vaatlerini bekledim,
Yüzünde ılık bir akşam güneşi, yakan huzurunu,
Dudaklarında gündüzden kalma, bir lezzet anısı.
*
Tüm izleri silen, bir esinti,
Beni kayıtsızlığın içinde, sarsıp duruyor,
Bakışların, sonbahar hüznü,
Doku, evrenin bir armağanıdır,
Gördükçe büyütüyorsun, hem kendini hem de inançlarını.
*
Ellerimde, bir tutam çiy damlası,
Parıldayan kirpiklere ışık saçan, gümüşün serinliğinden,
Kıvrım sabahlarıma, örtü olur,
Tadı nane, ıhlamur ağacı,
Çekildikçe, daha derine çekiliyor.
*
Ünlemin aceleci, gergin bir bitişi,
Söylenmesi gereken sözlerde.
*
Dalıp gidiyorum, sabahı bildiren,
Aydınlığa mana ve gölge katan,
Soru işaretli ve çift vurgulu tonlarda,
Durgun bir göldür sesin,
Yavaş dalgalarda yüzüyor.
*
Sen bir rüya sanatkârısın,
Gönlüme işlenen, senin desenindir,
Sevdamızı bilen her canın, kendini bulduğu söylenir,
Her şekli, her sesi çiziyorum,
Yokluğun, zehirli bal gibi yutar beni.
*
Kalmak istediğinde, uykusuzluğun ağırlığı,
Yanaklarım ıslanırken, sen şafağın ışıltısısın.
Dudaklarım titriyor,
Bir cam güzelliğe iki omuz,
Sıkıştırırım, ayrılık vaktinde gitmeyeni.
*
İpeksi yolu olan, şehir üzerime yayılır,
Kızıl nehir,
Şehrin bekçisi olacağım,
Gündüzün keskin kederi tarafından, teslim edilen.
Kayıt Tarihi : 9.10.2025 08:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!