İstemem ölümü bu kadar erken
Ne ruhumdan vazgeçerim
Ne de bedenimden
Hala yaşayamadığım
Aşklarım varken
Düşünceler yağar,
Islanır kirpikler,
Gözleri dalgın
Bakar ufuk çizgisine
Adam….
Ah İstanbul,
Ne biçim bir kentsin
İşveli fahişeler gibi…
Küfrettim trafiğinde müşterilerine..
İmrendim güzelliğine
Boğaz köpründe…
Son yolculukların,
İlk durağı
Bir cami avlusunda
Başladın yolculuğuna.
Sevgi dediler sana...
Adından başka sevgi duymayacağını
Basar
Alaca karanlık
Gün ortasını.
Uzak ufuklarda,
Batı ve doğu
Kucaklar aynı anda
Alaca karanlık
Uzaklığın,
Ayrılığınsa Gece...
Bir kadeh şarap
Eğlerdi gönlümü
Senle...
Sararmış bir kitap sayfasında
Kurumaya terkedilmiş
Çiçek gibi,
Unut gitsin…
Rüzgarın ağıdını dinleme
Nedense çok gördün gönül bağımı
Bin örüp, bin söktün kader ağımı
Aşka hasret koydun gençlik çağımı
Sen beni derdinle del ettin felek
Tükettin yollarda son dermanımı
Azad edilmez kölesi
Olmuşum duygularımın..
Yüreğimde zincirler
Sevgi dilencisiyim
El kapılarında..
Umutsuzluk verip,
Dedikleri gibi,
Kopacaksa bir gün kıyamet,
Yerle gök buluşacaksa,
Bir yandan kar yagarken,
Diğer yandan güneş bunaltacaksa,
Herkes biribirini bulmaya
Gülseren Onay, son dönem edebiyatımızın km. taşlarından birisidir.Daha da olgun meyveler vereceği aşikardır.Yolları açık olsun kendilerinin.