güneşli bir gün, İzmirin sabahında,
ince belli bir bardak, sımsıcak bir çayla
bir Elazığ türküsü,
ya da ya da sevdiğiniz bir şiiri mırıldanın
benim yerime.
dilsizim dillenmiş düş mü gördüğüm?
içten içe sevindim, içten içe gülümsedim
içlendim, kahırlandım, düşündükçe delirdim
git dilsizim git, dillerin senin olsun.
kanlı gömleğimi giydirdin sen gönlüme
Serseri Mayın! ...
“Serseri Mayın” koymuşsun adımı,
Mevzu-bahis olduğunda,
Diyormuşsun ki!
Tanıyorum
sana uzaktan bakınca
içimi bir kor yakınca
dünyam kararıyor anında
zehirli aşk adeta
yine gördüm seni rüyamda
Mutlu çocuklar düşledim hep senelerce.
Olmadı! ..
Her düşlediğim gecenin bitiminde
Uyandım düşlerimden gözlerimde nemlerle.
Kıymet paha biçemezlerdi güzelliğime
Daha toydum, on sekizimde.
Dünyayı sererlerdi önüme
Sen yeter ki emret, başüstüne.
Çok da umurumdaydı sanki arabalar, yatlar, katlar
Hayat bu ya!
Ne zaman, ne olacağı belli değil ya!
Tamam! Bittim dediğin anda,
Tükendiğin zamanda,
Silahı şakağına dayadığın anda,
sesimin gitmesi,
bacaklarımın titremesi,
gönlümün çılgın deli düşleri,
sendin aşk, o aşktı.
uykusuzluktu o aşkın adı,
Hani denizindim senin, yüreğinde dalga dalga kabardığım?
Hani kumsalındım senin, ismimi defalarca karaladığın?
Hani mehtabındım senin, gece yarıları içini aydınlattığım?
Beni, beni yarı yolda bırakmayacaktın.
Hani bensiz yapamazdın, yaşayamazdın?
Bacaklarımdan tutunan
Küçüklüğün hala aklımda.
Sıkı sıkı sarılışın bacaklarıma
Sanki, seni bırakıp gideceğim telaşıyla
Sanki, bensiz kalacağın korkusuyla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!