hüzün / ne zaman
yerleşse gülüşüme
kendime dönerim
dağılarak
zamanı/vedalar bıraktığın
Garip
artık sabahlarını da seviyorum bu kentin
kaçmaktan yorulduğum bir anda
demir attım rıhtımına
Mavi düşler kurmalıyım seninle
ekmeyin diyorlar
toprağı sevmeyin
bereketini istemeyin
dönün sırtınızı ona
koşun metropol yalnızlığa
ey yosma binalar
puşt kaldırımlar
çekiyorum sularımı kentinizden
siz kokuşmuş limanlar
korkmayın
düşlerimle tutuşturdum bu ateşi
önce hayallerimi kül etti
sonra kelimelerimi
geçmişimi
geleceğimi
tüm ezberlerimi
ezberleriniz vardı sizin
genetiğe kazınmış...
buzlu camdan gözleriniz
feri çocukluğunuzda asılmış
...
...Sur'a üfledi kendini israfil zanneden tayfa
çiçekler kan kokacak artık Mezopotamya'da...
pusuya yatmış susuyor
hani sen başkaydın
hani sırrını dökecektik aynaların
hani elleri unutup
gözlerinden tutacaktık aşkın
tenin tuzunda kanat çırpar arzu
tinin özünde közlenir aşk...
özlemle yakar tuz
acıyla beslenir köz
...
Aynı mavi özlemiyle,
aynı mor gökyüzüydü
baktığımız...
Aynı rast özlemiyle,
aynı hüzzam makamıydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!