Ne zaman sözlerine kırılsam; 
Elinden oyuncağı alınan bir çocuk gibi
Boynum eğilir, yüzüm düşer önüme
İşte o zaman, yetim kalırım
Taşar hıçkırıklarım, boğulur koynumda.....
Yorganı çekince üstüme  
Sızlar burnumun direği
Çöker üstüme dört duvar
Yükler  omzuma  yığılır ağır ağır
Avucuma siner öksüzlüğün gölgesi...
Ummadığım bir anda 
fırlattı sağa sola
dallarım kırıldı  tutunacak
soldu  İçimdeki renkler tek tek...
Saldı pençesini derimin
Bugün güneş alabulutların arkasında
Gökyüzü gri puslu ve yaslı
Eylül'ün çiğ damlaları ağaçların üstünde
Parıltısını bırakmış ışıl ışıl ışımakta...
Günlerim rutine boyanmış geçerken
Kınamayınız, ilaç kokar ellerimiz 
Merhamet dolu gözlerimiz...
Ne vakit  bir can yansa
Yanar onunla yüreğimiz...
Uzadı gönlümde gökyüzünün ahengi 
Gökkuşağı oldu sanki ruhum,
Bulutlara değdi başım,
Samanyolu yollarıma yol oldu,
Yıldızlar kılavuzum, güneş ısıtıcım,
Yağdı yağmur rahmetinle ıslandım,
YOK! ! ! ! SAYMAYI EN SONUN DA SENDEN ÖĞRENDİM! ! ! ! …
ACILARA DUVAR GİBİ DURMAYI,
KENDİME DÖNMEYİ, SARILMAYI,
VE PARCALANMIŞ YÜREĞİMİ SU SERPMEYİ…
BUZ GİBİ DONDURMAYI…
AŞK I KOLAYCA HİÇ UĞRUNA HARCAMAYI,
Onmaz derken zaman ne çabuk aldı seni benden,
Pınarlarıma doldu hüzün dalgaları,
Gönlümün en çıkıntılı yarlarına doldu,
Daha dün karnımda yüksünmeden taşıdığım bebe idin,
Ufacıktın minicik bedeninle büyüdün benle,
Sırdaşım arkadaşım yoldaşımdın,
Yaşam karlı dağların arkasında kerpiçten bir evde doğan bir bebeğin ilk çığlıklarıyla hayata gülümseyebilmektir…
Son zamanda daha asık yüzüm
Ne oluyor bana neler oluyor…
Odalar bomboş duvarlar yalın
Gözlerim dalıp gidiyor
Yüreğim suskun
Deniz gibi suskunum yine




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!