Tam da bu gece
Nasıl da öldürüverdin ellerinle
Böyle hayal etmedim ki ben
Benim bildiğim ruh terk ederdi önce.
Sessizce...
Benim bildiğim toprak sarardı,
Sonradan farkkettim
Güneş her gün aynı parlaklıkta doğuyor.
Gece aynı karanlıkta çöküyor.
Rüzgar aynı şiddette eğiliyor.
Her şey yine vee aynı şekilde birbirinin tekrarı.
Öyle bir dünya ki dört yanım
Emir yücelerden,başımız eğik
O’ndan gelene kabulüz.
Rab den gelene razıyız
Gönül burkulur,göz yaşarır
Dil edebe eğilir.
Bedeli ağır olsa da
Çocuk olsam yeniden
Bir tek düştüğümde ağlasam
Bir çift papuçla arkadaş yollar edinsem
Öyle yürüsem.
Uçurtmalara değsem, ipi elimle ilmeklesem,
Renkleri kendime yer etsem..
Ben şimdi efkarlı bir rüzgar olurum
Eylül ayında sana uzanamayan..
Yorgun şehirlerden arta kalan
Bir bedevi sonbaharla.
Bütün insanların kederi,özlemi,tutkusu gelmiş de benim yüzüme birikmiş. Şimdi karanlık bir
buğu ardında öylece.. Eksik ve çaresiz..
Oysa daha ilk adımda yazıyordu " önce güvenlil " diye
Meğer algıdan algıya değişiklik gösterirmiş!
Siz bayım,
bir emekçiye sedyeden daha önemsiz olduğunu hissettirdiğiniz için,
Daha ilk adımda menfaat gözettiğiniz
Bol sıfırlara vicdan muhasebenizi harcadığınız için
Göğsünde yattığınızda, kıyamet kopsa dahi size bir şey olmayacakmış gibi hissettiren erkek
doğru ‘adam’dır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!