GRİ ŞİİRLERİ

GRİ ŞİİRLERİ

Hakan Çalışkan

Üç nokta benim hayatım,
Bitmemiş cümlelerle sonsuz rüyalardayım,
Kısırlığı kanıtlanmamış döngülerde yaratıldım.

Geçmişim, üç noktanın silik izinde,
Geleceğim üç noktanın belirsizliğinde.
Ne anlatabilirim tam olarak hissettiklerimi
..

Devamını Oku
Nilay Başgöze

Bir ben varım bu gecede.
Sessiz,sedasız gecede.
Bir kadın uzanır.
Gri,kırışmış çarşafın üzerinde.
Gözlerinden süzülen yaşlar.
Meğer böyleymiş,mavi yazgım..
..

Devamını Oku
Saffet Çakır

Şehr-i vücud uyusa da gönüller uyanık
Kimbilir hangi gönül kırgın, hangisi yanık?
Ve bir hayat ki bir gri renge boyanık.
Hayat filmimde tek suçlu benim!
Çöllerde yalnızım, çöllerde sanık.
..

Devamını Oku
Yakup Icik

Sevinçlerden senfoni kaplar, sokagın neşesini
Kaldırım taşlarında nice aşkın izleri, dile gelir
Dizüstü secde eder terk - edilmiş gri gölgeler
Kamçılanmış arzular süzgün, amade gözlerde
Ruhları saran sihirli bakışların büyülü kipriklerinde.

(02)
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Grilerin köpekleri, kendilerinden üstün,
Hürmetkâr yaratıklar bir kısmı hâlen üzgün…

Gri uzaylı mutlaka köpeğine danışır,
Köpek ne emrederse karşısında hazırdır…

(2001)
..

Devamını Oku
Ali Karadaş

Kendine gel evlat kendine,
Davul bile dengi dengine,
Rengarenk bir bahar o,
Değer mi hiç kışın gri rengine...
..

Devamını Oku
Gülseven Aksoy

Kopkoyu bir çay demledim..
Yanında ne kızarmış ekmek,
ne de sigaramın gri dumanı
sadece güneşin akşama yansımasında ki o hüzün var..

Birde kopkoyu bir yalnızlık...

..

Devamını Oku
Hayrettin Karslı

İhanet adını mıh gibi kazır benliğe silsen silemezsin unutsan unutamazsın.
İşte bu yüzdendirki hayat affetsede yürek affedemez çünkü affederse kendi ihanetini yaşar. Sen dünyayı toz pembe sanırsın oysaki "toz gri kahve" arası birşeydir. Yaktığın her saniye için bin yıl pişman olsanda, bir kibrit yanığı acısı gibi değildir. Görünen ateşi kibrit in yaktığıdır aslında ne yazıkki alevler tüm (mahalleyi) bedeni sarmıştır itfaiye bile faydasız kalır iş o zaman. Sen kendi ihanetinle kal ben kendi........ hayat devam etsede ten yanmıştır bir kere acısı sürecektir mahşere. saygılarımla Kayıp kentin varolmaya çalışanı...
..

Devamını Oku
Bilal Ali Telci

Yaralarına mumyalanırsın noksanlığında yarin
Ve kanar yarım kalan yanın
Sonbaharlar kadar gri olmamalı devran
Sonbaharlar kadar muallak

Çırpınır kuş misali feryat figan kalbin
En nihayetinde son bulur acın
..

Devamını Oku
Sinan Albayrakoğlu

Sandığın gibi değil
yorgun gri kanatlı gecenin
amansız çığlıkları.

Şafak vaktinin gürültüsüne uyanan bir serçenin üşüyen kanatları
bir sokak çocuğuna yorgan olurken
hiçbir şey ısıtamaz seni.
..

Devamını Oku
Necmettin Topçu

mavi-siz bir günün,
arefesi...
ne yapılabilir ki.
gri adına.

yoksun...
yoksulum...
..

Devamını Oku
Rubar Özgürdogan

Ötekilerin Sineması [Başkaldırı Sanat Anlayışı]
Yaşamım boyunca kendi kendimi kameraya almayı ihmal etmeksizin hep kayda girmiştir makinam fakat bir başkasının beni kameraya alması beni şüpheler tuzagında buyuk engellerle denkleşörün üstümden tık seslerini sessizlige bogmam gerektigi uyarıları gri hücrelerimi harekete geçirmiştir.Bu piskoloji bazı yerde ise çürütülmeksizin kayıttan çıkmamıştır ve o anlara o an veya ölümsüz anlar ded...ik.Birçok yerde denkleşör veya kamera kayıt uzak bir ücra köşeden aldı hep kayda.Alkış çalarken,Sloganlarla yürürken,pankart tutarken,sokakta yürürken.Birileri beni boy boy kestirmektedir.DAHA FAZLA ŞÜPECİYİM! Ücrlardan uzanan makina çürütülmüş insancık delilleri.Birileri sanat yapmıyor,düşman olmanın gerekliligini yerine getiriyor.

Benim filmim,sanatım bu olmalı.
..

Devamını Oku
Yakup Icik

Gün yığıldı gidince sen üstüme
Gri bulutlar çöreklendi gözlerime
Sağanak bir hava göz bebeklerimde
Bend kurdum gamzelerime
Ve yanaklarımdan süzülüyorsun...
..

Devamını Oku
Yakup Icik

Gri zamanların silületi serildi kahve gözlerime
Karanlığı yaracak açık renklerin solduğunda.
Düşler boz bulanık ve mat şimdi bakışlarımda
Ağıtlar yanmaya gebe feleğin kollarında yana yana.
Bir türkü gibi içli içli, sazsız ve sözsüz akmaya.

Sonra düşler kuyusunda derin mi derin bir karanlık
..

Devamını Oku
Ömer Faruk Günaydın

Kime yağdıgını bilmeden yağmur yağar bu kente, sokakları ıslak ve soğuktur insanları birazda..
Rengi gri, derdi büyük Ankara.

(omRfRk)
..

Devamını Oku
Fatih Karaaslan

Dağların hareketini düşünsem sadece, bulutları, rüzgârı düşünsem. İçim ruhum bir olsa. Bedenimden aykırılık aksa. Aksa dışarı bütün varlığım, varlığın tabiatında haykırsa, doğayı güçlü kılan ne varsa damarlarımdan fışkırsa. Karanlık gündüze karışsa. Gri hayat kurşun kalemden kurtulsa. Dünya sana koşsa, ona koşsa, benden koşsa, sana, yalnız sana. Sen yardım etsen bana. Sana koşsam, benden çıksam seninle konuşsam. Aramanın sevmek olduğu keşfedildiği günden bu yana, herşeyinle keşfini benden, bedenden tamamlasan. Sonra dağlar konuşsa, ben konuşsam sen sussan konuştuklarının haykırışlarına beni şahit etsen. Seni konuşsam senin suskunluğun yetti diyeceğim yerde, yetmedi dedirtsen bana, beni, bana ve sana, bulutlarda gözyaşı akmadığı anda, ben ağlasam, sen onları yanına alsan. Sana, varlığa, doğaya, matematiğe ve kimyaya baksam. Gözlerim görmese, görse sana konuşsa. Yada hiç konuşmasa, konuşmasam dağlarla, hareketleri hareketimi hareketlendirdiğinde hareketsiz kalsam. bir hareket kalsa ben ona şahit olsam. çok olmadı diye düşünsem, hep biraz daha sana, değil bana, ona ve hepsine şahit olsam. izlesem, izlenilmeden izlesem. Sussam, dudaklarım sussa, susasa sana, sen su olsan aksan sadece bir damla yeter bana. Seni, sana bir damladan varlık olsam sana yinede sana, ona konuşsak hepimizi bir arada kalsak varlığın hepimizi bütünleşik cümleler kursan. heyecan yapmadan, paniklemeden, senin korkuna değil de, korkuların senine ulaşmak için çabalasam. Çabalayıp bir cümle bile kuramasam. Sana neyi yazacağımı bile bilmeden, sana ulaşsam. Leyla olsa, Mecnun olsa Leyla Mecnun'a hiç kavuşmasa ama ben sana, ona, seni, onu ve değil kendimi sevsem. Kavuşsam, varlığın Efendi kıldığı Efendilik mi sahiplik mi anlamasam, kaybolmadan hep varolarak hep yanımda, beni ona, sana kavuşturan ne varsa, Dünyada, doğada, toprakta, bulutların üstünde, taşınsam, taşısam biraz da yardım etsen, bir damladan seni Dünya'ya boşaltsam, 3 gün 5 yıl sonra yeniden koşsam, yorulmasam hiç durmasam. Seni, Onu, değil kendimi çok sevsem Dünya'yı seni, onu ve değil kendimi.
..

Devamını Oku
Yavuz Yılmaz

En gri renklere hapsolmuşcasına
Bir gözyaşı tufanına müptela olmuşum
Eremedim vuslatın tarifsiz tadına
Çünkü 'sensizlik' isimli bir bela bulmuşum
..

Devamını Oku
Nuran Talyak

Ak sütlü kaşıklarda süt emziği gibiydi gelmelerin. Ve su gibi gitmelerin yeniden benim aklımda kalan kıssa: Kafes ardından sorgularsan hayatı, ölüm basamaklarında tökezlemezsin. Oldu.

Gözlerine aktığım son gün, baba hasretiyle yana yana geldiğim hastane odası. İki bin üç yılıydı. Uzaklardayken duymuştum kalp krizi geçirdiğini. Gözyaşları içinde beyaz sakalınla yüreğimin derinlerindeki yaraya davet ederken seni, ikinci gün kaçtığın o garip yatak bile şaşırmıştı birden bire gidişine. Son kayboluşuna. O gün ben seni özlemekten ne kadar yorulduğumu fark etmiştim.
Bir ömrü gidiş gelişlerle tükettik. Sen yaşayarak, biz özleyerek gelişlerin tadını senli yaşamayı özlüyorduk baba Döndüğünde uçurumları aşmaya çalışırdık kısa aralıklarla. Gelişlerinde bir gidiş, varlığında hasret kokusu. Evde, küçük odanda yalnızlığı seçtiğin anlarda ki genelde bunu yapardın, biz kapı ardından dinliyorduk ruha huzur veren sesinle okuduğun ilahileri, ayetleri. Hala bir kasetin evde, senin okuyup dinleyemediğin kasetin biliyor musun? Bir kere gözlerime bakıp özle beni emi demeden gittin. Ama ben seni dinlemedim baba. Özledim seni. Çok özledim. Kendime borç bildim ücralarımda senin için ağlamayı yıllarca. Sen benim yavrumsun Türk filmi sarhoşluğunda kavuramadan bedenini gitmeyi seçtin. Hatırlar mısın bilmem sen Cüneyt Arkın filmlerini ne çok severdin. Sanırım Kör Oğlunda kendi kahramanlıklarını görüp tek kalemde on kişiyi devirebilmenin hazzını yaşıyordun Cüneyt Arkın bedeninde. Nasıl da heyecanlanırdık o tahta köprülerin zincirlerini koparırken ya da bir ermeni sultanının kızının yardımını şuh bir edayla kabul ederken. Haklıydı o her yaptığı yıkıntıda çünkü. Ve Gri gözlerini devirirken sofrada ben gözlerinde kan arıyordum.
Seni göreceğim günler arı olacağını biliyordum ya da öyle sanıyordum ama sen bal bırakmıyordun bana,diğer çiçeklerdeydi iğnelerin sürekli.üzgünüm baba sen benim hazinem olamadın. Sevgi çukuruna gizlediğin yosun tutmuş damarlarının beslediği, o buruk, o kırık ve biliyorum ki o hasta yüreğinle ellerimi tutamadın. Ayağı kırık tahta köprülerimin çivisi olamadın. Biliyor musun balinalar yavrularını kaybedince kendilerini sahile vururlarmış ölünceye kadar. Onlar yaşam kaynaklarını yavrularından alırlarmış. Sen balinam olamadın. Senin yumurtaların çoktan batıp helak olmuş haberin olmadı. Arkadan ellerinle sahile attığın yavruların yosun emzirişiyle büyümüş, baktın ama elini uzatamadın. Ah! Yangınım, ağız dolusu acım bağıramadığım. Yürek acısı nasırım.
Özledim diyemiyorum seni artık sen yaşarken almıştın seni. Çorak dolaplarda sakladık baba sevgisini fırtınaya inat. Her bıyıklı incitti avurtlarımı, her sakal şaşırttı bebek tenimde yalnızlığımı. Her baston tıkırtısı başımı döndürdü durak köşelerine ve yetim kaldım otobüs tekerlekleriyle her seferinde. Babalığı başkalarına biçtim ben de. kimine tam oturdu, bazısına eğreti durdu kimi de ömrümü aldı, gölgesinde senin varlığın vardı belki de. Ve ben seni özlemekten yorulduğum anda gittin özlemenin acısına şahitlik edemeden. Bu son gidişti. Ne bastonun, ne çıngıraklı saatin ne de yaşamda bize biçtiğin roller dur diyemedi. Hasretimse, hastane odasında unutmuşum özleyemedim seni.
Oysa sana diyeceklerim vardı gizli nefretlerim üzerine. Çöl yangınlarında kar olmanı dilediğim günler üzerine. İlk aşkımın yıkıntılarını anlatmadım sana daha ve bir sürü anlatmam gereken olay hayatımda baba olarak bilmen gereken. Duyamadın beni o zaman uzaklardaydın yanımdayken. Şimdi duyamazsın. Gelinmeyecek bir yerdesin artık. Geçmişinden getireceğin iyi bir anın yokmuş deme bana. Salatalık kokuları içinde, demlik yarıklı şakaklarım var. İyi anlarım oldu elbet güldüğümüz anlar. Ama babaların gülüşü değildi yanaklarına astığın tebessüm, her amcanın gülmesi gibiydi.
..

Devamını Oku
Işık Aktaş

Hasretle...

Yağmur yağmış,
deniz yine yeşile çalan gri.
boğaz yine eski boğaz.
kimbilir kaç aşk eskitti bu banklar,
kaç aşık ağlattı...
..

Devamını Oku
Tekmile Kirlioglu 2

Yine mi ayrılık?
Yine mi yalnızlık?
Kaç bahar geceçek daha,
sen döneceksin?

Gri bulutlar, dolaşır üstümde
Dokunsan ağlayacak, çocuk gibiyim.
..

Devamını Oku