Gözde Hatiboğlu Şiirleri - Şair Gözde Ha ...

Gözde Hatiboğlu

Bazı sessizliklerin yükü ağırdır insan içinde. Bazı sözcüklerin tekrarı vardır döner durur beyinde. Denizin kumsala vuran dalgası gibi gider gelir ve her gidiş gelişte biraz daha kum tanesi götürür yürekten. Gün olur kocaman bir oyuk kalır geriye. Deniz çekilir, kayaların ardından oyuk batar gözlerine. Sözcüklerin her biri yeni oyuklar oluşturmuştur aslında gidip gelen zaman dalgasında. Fark ettiğinde geç kalmış olur musun bilmiyorum. Günlerdir bu soruyu soruyorum kendime.

Ağır bir sessizlik içindeyim lodosun savurduğu şehirde. Sen nerdesin, hangi yokluk hangi boşluk var geride. Yüzünü en son nerde gördüm, sesini duyuşum mucize ama anımsarken ağlıyorum içimdeki boşluk kalıyor sanki geriye. Sözcüklerin yerine yenilerini koymayı deniyorum. Üç maymun misali görmedim, duymadım, konuşmadım diyorum. Bu defa olmuyor can acım. Acıttığın yerlerime aşığım aslında ama olmuyor işte, yüküm kifayetsiz bir dolu sözcük, ağır. Taşıyamıyorum. Döküldü küfemdeki sevda sözcükleri, tekrarlananların yankısı şehre çarpıyor geliyor içime.

Hani böyle dokunsalar ağlayacaksındır ama dışarı yansıyan güvenli ve huzurlu bir gülümsemen vardır bazen. Takılıdır dudağına, onun ardından ağlar için de, görmez bakanlar aslını ve sakladıklarını. Öyle bir hal içindeyim galiba. Seni sakladım gözlerimin arkasında bir gözyaşına. Kapısını kapatıp açtığım iç dünyam küçük bir odada, ahşap bir koltukta oturuyor. İstemiyorum diyorum oraya gitmek içim acıyor. Her gidiş sana yeniden başlamak oluyor. Sonra rüyalarım bastırdıklarımı malzeme yapmış yeni oyunlar yazıyor. Sen başroldesin benimle. Sabaha şaşkın bir gülümsemeyle buna da şükür diyen dilim kalıyor.

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Sevişime göz değirirler
Olur olmadık laf ederler
Bilmez ötekiler yürek seni tek geçer

Mekana adım attım
Akıl eskiye takıldı

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Tutkulu bir kızgınlık benimki
Nesnesizim
Aşk sadece kendi içimdeki
İkilem tutuyor
Duygu sanıyorum gözümdekini
Seni mi seviyorum

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Seni seviyorum..
Böyle kocaman bir yürekle, bazen ya yetmezse yüreğim diye kaygılandığım oluyor.
Seni seviyorum..
Gözümden bile sakınarak üstelik, her gün özenle ve adını anarak başlıyorum güne.
Seni seviyorum..
Sende gördüğüm kendimden başlayarak, gözlerinin en derindeki hislerin farkına vararak.

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Cümleler kuruyorum aşka dair.
Hepsinde ikinci tekil şahıs sensin, inadına duygu aynı.
Yaşanmışlıklar geçiyor aklımdan ve sanki yanıyor içimde bir yer.
Sorma; nasıl bir yangındır bilmiyorum..
Neye yada nasıl dua edilir şaşırdım, mistik uğraşlar ekledim hayatıma.
Belki huzur realist ve rasyonalist olmaktan ötedir diye.

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Yarı bulanık hava misali hüzünden geçen sevinçlerle yazıyorum
Konuğum olduğun gecelerden uzak
Elini eteğini yaşamdan çekmiş de kendinden çekememişlerin isyanını taşıyorum
Sen nerdesin ben nerde
Bunu en çok köprü geçişlerinde Avrupa’dan Asya’ya sorguluyorum
Altımda deniz biraz gri günün ilk saatleri diye

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Belleğime nakış misali işlediğim,
Mutluluk konuşmalarımın başlangıcı,
Samanlıktaki iğneyi elime batmasıyla bulmak gibisin.
Kendime benzer, belki bir o kadar faklı,
Öyle bir aşksın ki sevgilim,
Kavrayışımsın, algımsın belki biraz da körlüğümsün.

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Şehrin renkli elbiselerini giydiği bir gece. Ilık rüzgâr dolaşıyor tenimde. Acıyan dizimi koyduğum sandalyede alabildiğine yıldızlı bir geceye dalıyor gözüm. Birkaç gün önceki sözlerin geliyor sanki kulağıma uzaklardan. Heyecana bulaşık kaygıyı anımsatıyor sokak. Keşke diyorum omzuna dayadığım başım olsa, gözlerinin ötesinde bıraktıklarımla yola çıkabilsem yine.

Hayatın nasıl bir oyun oynadığını anlamaya çalışıyorum son günlerde. Sorgulamalardan geçirirken seni aşk halin sanki yabancı, uzağımda. Aynı gökyüzüne baktığımız akşamları anımsıyorum, geçen sene bu zamanlardı hani. Zihnim de, bedenim de isyandaydı sana. Nasıl geçmiş onca yaşantı, iyi ki de geçmiş zaman. İnanılır gibi değil, ağlayamıyorum şimdi. Gözyaşımı silsen desem, yok dokunma istemem.

Gerçekten değiştin mi, anlatsana bana. Nasıl bir hal içindeki. Yabancılaştığın hayata nasıl uyum sağlıyorsun. Mutlu musun. Acıyor içim söylediklerini düşündükçe. Hayır demeye dilim varmıyor sen özledim dediğinde, nerede tükeneceğimi bilirsin ama artık zaafa yenik düşülmüyor. Yeni yaşantılara tutunuyorum bu sefer. Senin olmadığın yerlerde gerçekten huzurluyum. Latin tadında bir şarkıyla tutunacak yeri olmayan gözyaşım akıyor şimdi. Son damlalar sanki bunlar, sen akıyorsun içimden. Yalan demiştim bu halin, bak işte şaşırtmadın bu sefer de.

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Belki bir iç hesaplaşma belki de sana yazdığım bir mektup girişindeyim. Karmaşa diz boyu, içinden çıkamadığım duygulara gebeyim. Kaçıyorum köşe bucak, sanki tüm şehir organize olmuş halde seni anımsatıyor. En alakasız yerlerde bile sana dair bir şeye rastlıyorum, e bu kadarı da olmaz ama diyorum. Elim yüreğime gidiyor, oradan iki cümle seçiyorum gönderiyorum sana, yenilmekse bu halen zevkle yeniliyorum.

Bazen dayanılmaz oluyor sorgulamalarım, iç hesaplaşmalar birer birer içimde patlıyor. Bunca zaman geçti belki gerisindeyim hayatın hissine kapılıyorum ama gerçek şu ki senin ötene geçmediğim sürece zaten hayatın hem içinde hem de dışında gidip geleceğimi biliyorum. Başkası diyorum belki aşka yakın olur, dediğim yerde burun buruna geliyorum yine tartıyor yüreğim sadece seni özlüyorum.

Anlamaya çalışmıyorum desem de inanma. Aklından geçenleri, söylediklerini sensiz zamanlarda detaylandırıyorum. Nasıl kayıtsız kalır insan. Ya da nasıl bir oyun bu. Sınanmaları çoktan geride bırakmadık mı. Onca karmaşık yaşantıdan sonra elimde kalanlara bakıyorum inanılır gibi değil doğru ama aşk tutuyorum sana. Sen kendini sınıyorsun aslında. Ben gitmezsem bitmezsin ki demiştim ya, keşke diyorum bir kötü söz etse de bitse. Kötü bilse yüreğim, hayatı aşka eşitlediği adamı. Olmuyor, ses etmiyorsun yine kendi çıkmazlarımda dolanıyorum.

Devamını Oku
Gözde Hatiboğlu

Ruhum sıkılıyor. Kayıp bir kenti sanki geride bırakıyorum. Gülüşler dağılıyor. Havada yağmur kokusu var. Taksideyim, cama dayadığım başımdan neler geçiyor. Uçağa yetişme telaşının da önünde seni düşünme peşindeyim. Topu topu iki gün bırakıyorum şehri ama geldiğimde aynı bulamayacakmışım gibi hissediyorum. Gerçi ne aynı ki? Gözüm sisli bakıyor üç gündür, sabahları uyanamıyorum üstelik senli kabuslarımdan çıkamıyorum. Acıyorum sonra, daha güne başlamadan sensizlikte ölüyorum.

Yaralı bir melodi var çalan radyoda. Nazar boncuğundan yapılmış ayna süsüne takılıyor gözüm. Sevgilim nazara mı geldik diye düşünüyorum. Bindiğim taksi bizim oraların, paylaştığımız mekanların adını taşıyor. Keşke diyorum uçağa değil de sana götürse beni. Doğduğum yerlere yolculuğum aslında. Eskiden bu gitmeler keyif verirdi. Şimdi geride seni bırakmanın hissini taşıyorum.

Hava alanında tanıdık bir iki dostla karşılaştım, sevindim. Sohbette sana dair bir şeyler aradım eskisi gibi. Oysa yoktu hiçbir şey zihinlerde. Bilmiyorlardı ki seni. Uçağımın kalkışı geldiğinde yine kaldım kendime ama senli kendiliğimde. Prosedürlere takıldım sonra, elimden çantamı aldılar, göz yaşıma bahane oldu. Ağladım. Ağladım.

Devamını Oku