Araba haret etti, Riyat 'dan çıkarak, Taif, Mekke istikametine doğru yola koyulduk. Hava çok Sıcaktı, okadarda yorucu bir yolculuğun sonunda Taif'e ulaştık. Yarım saat mola verdiler.
O esnada Umre için ihrama girdim. Çünkü kutsal toprağa ayak basacağım, Allah'ın evi Kâbe' yi ziyaret edeceğim, yolculardan bazılarıda ihram giymişlerdi. Bu benim ilk Umrem alacaktı. Taif'in bir ismide "Sakif" dir. dağlarla çevrili, konumu itibarı ile havası serin, Üzüm ve hurma bahçeleriyle kendinden daima söz ettiren bir şehirdir. Taif'in Mekke' ye giden yolu Bat-nı Nahle'ye kadar virajlıdır. Dağ yolundan keskin virajları döne döne inerken maymun sürülerini görmeniz mümkün.
İşte bu şehirde Peygamberimiz taşlanmıştı. Ayağı kan revan içinde kalmıştı. Bizleri Mekke'ye götüren araba dolambaçlı yolda ilerlerken bende şu satırları kaleme almıştım o gün:
Ey Taif!
Ebedi ve ezeli sevgiyle,
Toprağına ayak basan Rasule,
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta