Gönül Mühendisi Şiiri - Hayrettin Taylan

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Gönül Mühendisi

Gönül odama çarpan gözyaşlarının suları,içimde bir kanal açtı.Varışların alyanslarında adını yazmışım,tarihsiz,sınırsız.Bir aşk sınavına hazırlandık, dershaneler, özel dersler, özlemler, stresler her şeyi yaşadık.Kalem kıran, gönül kertmelerinde yanlış doğruyu, doğru yanlışı götürürken,bir gün iki yanlış seni tümden götüreceğine benim ÖSYM de anlamadı.İtirazlar, acılar,kırıklar,bunalımlar, ahlar,vahlar, fayda etmedi.Hatalı soruların belki vardır, belki vicdanın sızısından süzülen derman ,belki bir günlere sığınmak bu gidiş sınavını iptal edebilir.
Oysa sana hazırlanmıştım.Yüreğinin üniversitesinde tutku fakültesini bitirmiş,gönül mühendisi olarak kalpkentinde çalışıyordum.Dünlerimizi yitirdikçe, onca çalışmanın sıvı hali akar imkansızlıklara.Amaçlar akar yıkık dökük kanallarda.Sular savruk gidişlerin her yönüne dağılır. Umarsızlığımız yarın, yaşanmamış yarımlarımıza umman olup coşkusuzluğumuzun dalga kıranlarına ders verecektir.
Gözü yaşlı sorular vardı sınavında. Senin matematik soruların çok zordu. Hangi küme sorusunu çözsem küme küme düşlerinin ven şeması belirir.Hangi üçgenin dik açılarını toplasam sana diklenişimin açısızlığı görülür.Bir tan vakti tanjatlarını toplarken,tan kızıllaşmıştı gidişlerin ona benzerdi. Bir sevdanın “pi “ halindeyim, pay gitmek,payda gelmek olmuşken,hangi bilinmeyen denklem çözecek yeniden buluşmalarımızı.Bir bölme işlemindeyim, seni böldüm ömrüme elde var hep yeni eller. Sen el ilinde, sen bensizlik eliyle huzurunu çıkarıp toplarken yeni mutluluklara bu sonsuz sayı kadar kederli sevdamızın sorunları nasıl bitecek?
Kare köklerini almaya gerek var mı ki köklerine kadar seni tanıyorken,çık açık uçlu sorulardan.Bir havuz problemi kadar mantıksal bir denge yok aşk havuzumuz boşalırken.
Yağmurlu öpüş yağar üst benimize, yüreğimize gelip oturan bulut,onca uzak kalışların nadaslarıyla özlemleşir. Yağarlar yağar, yağmalanmış her anımıza.
Hasretimizde yeşeren acıkmışlık valsı bir günlerimizi vuslatın son basamağına taşır.
Işıklar göz kırparken,canan söz kırparken,senin kentine kitabe olmaya gelirken, sen cansız bir gülnaz olarak kayıp bir kayada yeşermeye çalış.Ürkek ceylan yalnızlığımıza kuşkuyla bakan bezirgânlar da ders ver.Hep sınavına tabi tutma.Türkçe soruları kadar hep değillenme.Sen bir aşk paragrafısın.Hep aşağıdakilerden hangisi bu yürek parçamın içinde yok. Bütün cümlelerine baktım, şıklarınla şıklığın aynı.Hangi şıkkı okusam ,şıklığım aklıma takılır.Bütün cevaplarım adının ilk harfine takılır..
-Bütün cevaplar A(şk)
Sonra, birdenbire yön değiştirdiğim hiç kimsenin ayak basamadığı buzulları neden soruyorsun.İçimde sen gittikten sonra devleşen Antartika varken ,sen gidip buzul dağlarını soruyorsun.
Usla bilenir, uslanmadığım ,uzaklarda. İmkansızlık bağlanmasının tellerinde bağlanışımın simya hali çalınır.Hep aynı nakaratta yankılanır gelişlerin sesi.
“Senin yokluğunda yarınsızım ben
Senin yokluğunda anlamsızım ben.”
Eskiz aman çalgıcısının nakaratlarında utulmuş bir gelişin gemisine bindim.Rotasız, özlemsiz, uzak fenerlerine güvenerek çıktım yola.
İçindeki boşluğun özgürlük kalelerini yıkarak,yeniden sana sular bağlayarak gelmenin erinçlerindeyim.
Kırağılar yağar hasret güllerinin üstüne ollardan geçerken.
Ol vaki gözyaşların yıkar acılarımı. Güneş,aşkımızın üstüne doğmaz bu yüzden.Sensiz üşüyen dünyamı sıcak sevgin ısıtacak, ela gözlerin de aydınlatacak belalarımı.

Dönüşü döngüsünde saklı amaçların satır Araflarına biraz meleksi kalışın kurtaracak her şeyi. Ab-ı hayat suyundan içmeden, seher vakti görmediğim her anın yıldız gibi geçiyor ömrümden.
Oysa, gönlümüzdeki asil ve özüne boyanmış sevgiler tarar umutsuzluğumuzu. Hani yaşadıklarımızın hatırına sığınırız, anılarımızla gün dönerken yenidenlerimize kan kusan bir geliş tornadosu olup talan etme hayallerimi. Tapılası sevdanın aynalarında sonsuza dek taranmayı seçmem belki bu yüzden.Masum, yetim,zeki,güzel,sosyal,kadınsı vs.lerin mumyalanmış benimde.Gel mum yak, gel gözlerini yak ömrüme, gel sevilerini yak son sınavıma iyi çalıştım.Soru sormadan,cevapsız sarıl ve kal öylece.Kağıtlar uçsun, acılar yırtıp atalım.Ve bir ömrün beyazında sen aklanmış Züleyha olarak beni kuytu hataların derin denizinden çıkar nurlarınla yanıtsu…

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 2.7.2009 11:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan