Anılarımın üşüdüğü yerdeyim
Seni, sensizlikle kucakladığım,
Yılların ardında... siyah / beyaz ve susuz…
Bu nasıl bir kıyamet?
Bacalar martıları
Rüzgar sevdayı
Koyun kuzuyu
Gözlerim tenimi
Ellerim saçlarımı
Bir firar yaşıyor volkanlar, bu gece yüreklerde
Kusuyor doğa içindekileri, sürgün mevsimde
Aşka nöbetçi ay inliyor, yanardağ alfabesinde
Bu gün dudaklarında aşkı yaşadım
Gözlerinde yuvalanmış hüzün
Acımtırak kokusu, kekremsi tadı ile
kirpiklerinde parlıyordu
avuçlarında, geçmişe tozlar
yüreğinde, geleceğin korkusu vardı
Sevmiyorum özel günleri
Prangalı ilgileri
“ Sen”e de bu gün…
'Ser'in de uyut beni
Anımsama, sakın arama!
Gelme kapıma
Gün,
Sildi harcanmışlığın gözyaşını.
Gece,
Ellerimi düşürdü düşsele.
Hayallerin kokusunu, tenimin tuzuna katarak,
Sizlere Mahkum gönlümün, kilidini açtı.
Gamzenin gülücük kıyısında
Dolu dizgin hayallerin, ben kuytusunda
Dudakların buruk kıvrımında,
Ağlayan kahkahada,
Saklı bahçenin gül kokusunda, asılı kalmışım.
Korku dokumuş sevdam,
Şehrim selâmını aldı sevginle ışıdı.
Daha bir sıcak bu sabah,
Hasreti kucaklamış bulutlarını,
Güneşin asi kamçısı yalıyor.
Kokunla güzelleşiyor çiçeklerim
Bu gece, yoksulluk…
Bu gece hüzün
Kupkuru, siyah yaslanışlarda
Nefesim dudaklarına kilitli,
Sesim kulaklarında unutulmuş.
Gözlerim avuçlarında dinleniyor.
Seviyorum seni kadın :)