Kayboluşlarındayım kör adımlarımın
Kan kusuyor bulutlar dilime
Çaresizliğin sesi haraç mezat satışta.
Bir deniz kabuğu muştususun
Serçe sesinde gelen.
Ateşsin buzul gönülde
Dur
Silme dudağımı
Bırak ne olur
Bir gün
Hiç olmazsa
Bir tek gün
Dinle bak
Yağmur yağıyor
İstanbul sırılsıklam
İyi de
Yanaklarım neden ıslak?
Pencerenin ardındayım oysa
Düş dolu gece
Uyurken gözlerinde,
Ürkekçe gezindim ben
Ayın aşk yüzünde
Ayaklarımda korku
Lodosta, karayelde binersin vapura
Simit paylaşırsın martılarla Boğaz da
Okşarsın saçlarını, Kanlıca nın
Yaslanırsın yorgun sırtına, Çamlıca’nın
Dişidir İstanbul, ölümüne bilirsin,
Söner fenerin mumu, Beyoğlu’nda
Bir yanardağ patlaması,
Ya da baraj yıkılması gezgini
Uçuk kâinat depremi yaşamlar
Dönemeçlerde yaşam savaşı artıkları
Hayal kırıklıklarına odaklanmış zaman
Çocuk ağlamasına ayarlanmış tüm saatler
Ki henüz tükenmemiş akrebin zehri.
Sebepsiz bir muhacirlik var deli gönlünde.
Şafaklar tutuklanıyor gözlerde
Yüreğimde ağlayan ay ışığıyla
Kuyruklu yıldızın kirpiğinde
Geceye meze oldum
Safra kapılarım aralandı
Silkelendi ten yüklerim sessizce
Hani hep takıldıkları bedenim vardı ya
Seviyorum seni kadın :)