Bazen geçmek bilmeyen, bazen su gibi akan
Bazen en iyi dosttur, bazen en kötü düşman
Daima ilerleyen, hiçbir zaman durmayan
Güldüğümüzde gülen, ağlayınca ağlayan
Hiçbir an terk etmeyen, en sadık dosttur zaman.
Sana ihtiyacım var, hem de nasıl! ...
Farzmışsın sen meğer doya doya nefes alabilmem için.
Sensiz ben; “anadan üryan İsa gibi” çarmıhtayım,
Canımla cebelleşiyorum, dünyayla helalleşiyorum,
Ha! Daha ölmedim elbet,
Ama, Azrail’in kucağında yaşıyorum…
Bir bahar daha geçti
Kuşlar göç etti yine
Bir tek sen terk etmedin
Benimlesin Sürmene.
Eskiyi anımsadım
Kalbim yine virane, yine sonbaharını yaşıyor kara sevdalarım
Ve yine gözlerim nemli, gönlüm sarhoş, hislerim yorgun,
İçim sızım sızım sızlıyor, yine sonbaharını yaşıyor yazdan kalma aşklarım
Ve yine gözlerim dalıp dalıp gidiyor,
Uzaklarda arıyor kendine dostu dudaklarım…
Kalbim yine perişan, ben yine küllerini temizlemekteyim bir yaz yangınının
Bir bebeğin;
Gamze gamze yanakları,
Gül yaprağı dudakları,
Bir tebessüme hasret,
Ağlıyor yarınları.
Cennet; ölünce gideceğim mekân, varsa eğer!
Cehennem; ölünce günahlarımın yanacağı yer!
Öldükten sonra cennete gitmek varsa eğer,
Bu dünyada cehennem narında yanmaya değer!
Çabuk bana var, nerdesin ölüm?
Şu aciz yakarışımı duymuyor musun?
Seni beklemekteyim amellerimle,
Yola çıkmadın mı hala?
Yoksa, gelmiyor musun?
Kalbimde kanayan eski yaralar
Sevdiceğim senin ayak izlerin
Gözlerimden süzülen ılık yaşlarım
Kalbimden fışkıran gerçek hislerim.
Mazimizden kalan tek hatıradır
Bir gün her şey bitebilir,
En büyük aşklar bile.
Kalpler başka sevebilir,
Aşık olabilir yine.
Kimse sevmez birbirini,
Sen Bensin, Ben de Sen,
Ebedisin Bende Sen!
Ne olur bir kerecik:
“Seni seven Ben” desen…
merhaba genç şairim sizi** Gönül pınarından süzülenler***şiir, edebiyat dostluk grubuna davet ediyorum.