bir destan düzerler sana
kaldıramayacağın bir pabuçla, bir yorgan
kaldırımlara söğüşlerler
bir çesnilik damga yüklerler azgınlığından
ben ki bir masum rüzgar kıblesi doğmuşken
Anılar koşar eteklerin sevinciyle
Ellerinde sararmış güller
Dikenli bir yolculuktur şimdiye üflediği ıslıklar.
Zamanın akışı nasıl bir tecrübeyse,
Her adımımda ellerim kanar
Sırılsıklam kalırım yalnızlığımda
Saat 12:00 yoksun.
Gece kendini yakmış,
ürpermiş bir ayazın avuçlarında
ter kokuyor
şapka altında kopan kasırgalar
Saçaklar yolunda kızlar uzanır
Serveti söylenemez şarkılarda
Bir umut karanlığından
Uyanınca saatler tütsüsünü ütüler.
Saçaklar yolunda kızlar uzanır
İdris kuşları bilir misiniz?
Saçakları perdeleyen kar tanelerini
O, başı boş dalkavuk geceler
Bir şeyler söyler mi?
Itır kokulu pervazını
Güvesiyle çoğaltan yapraklarınıza.
Sahi ben kimim?
Sen gönlünün el değmemiş mağarasında
arzularken uçurtma eteklerinle
bütün maviliklerin denizlerde gözbebeklerini.
Ben ıslak fenerlerin damlaları yanaklarımda
yalnızken ıslanır insan
yalın bir hançer boğazlamışçasına
sevdalar gelir geçer
şiirlerin kuytu köşelerinde.
ışıkların sözsüzlüğü Mirac'ı anlatır
Rüzgar esner
Gökyüzünden dökülerek
Arzularsa sabahı üşütür
Sensiz coşkuların sırıl sıklam
Yağmurlara kaldığı vakitler
Korku mu dediniz.
İçten gelen nağmelerin zihni kilitleyip bir şah kükreyişiyle alçakların düzenidir.
Kin mi yoksa.
Korkunun ezeli zırhında bileylenen
Bir sus ölçüsünde zaferini pusuda bekleyendir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!