Her acı bir çiçek doğurur
Her diken bir gülün kıblesi olur
Biçilir som altından kumaşlar
Çarşaf çarşaf kitaplar yaprağını taşır
Nedense öfkesi kırılmıştır her rindin
Gerçek nedir bilir misiniz?
billur bir mum alevinde
gece yarısı soğuk camdan iğne çalmasıyla koşut
bir hayaldir
Doğru nedir anlayabilir misiniz?
İnci yüzüklerin nede kokar yapraklar
Sarı bir masal yağar yeşillikler göğsüne
Zılgıtını çakar ağlayan dimağlar
Aşk ateşini dökmüş eteklerinden ağrı
Nasıl civanmertlik kılıçtan saklı bir düşse
En güzel resimlerim kayboldu,
akşamlara o denli yaklaştıkça
Vicdanımın kendini toprağa gömmesi ise öğleden sonraymış anladım.
Hep yalnız değilmiydik,
bu mezarlıkların düşünde,
Göçer tozumda yavşan otu
Keşkeler yeter miydi?
Yumulduğum şehre esen.
Köpüğünden ateşler közerttiğim
Keşkeler bana düşer miydi?
Bilirim.
Seni küllerler
tutam tutam sürdüğün topuklarından
Ben resitalleri sana değer uçurumlarla çırparken.
Sana göz eğerler
yapmacık gülüşlerin izbe avlularında.
Bir namus hançeri çıkarırlar
Yüzümde çizgiler
Yaşamım delik rüzgarlı imlerine
bir gül tuğradır
Üstüne görkem sülüsünü çeken.
Gönlümde haleler
Yaşlar denizine akar
Orada bir mil üfler
Mirac'ın gözbebeklerine
Yıllardır tükenmez yaraya konmuşum
Şahdamarlarım ellerimde tükenir.
Namus mu?
Yoksulluğun sırtında ne güzel
bir gümüş çelenk.
Yoksa kim hangi umuda sarılırsa.
-dedik ya umutsuzluk zorbalığı doğurur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!