“Göğsünde Açan Hilal”
Secdede başlayan ve göğe yazılan bir ağıt – Şehit Engin Şahin’e
O sabah,
gök delinmedi ama içimiz yarıldı.
Nüsaybin'in üstüne,
bir matem serildi ezansız.
Kuşlar ötmeyi unuttu
güneş, sanki alnını bir tabuta dayadı da
doğmayı reddetti...
Çünkü o gün,
bir asker düşmedi toprağa…
Toprağın kendisi oldu.
Ve vatan, alnını onun göğsüne koyarak
ağlamayı öğrendi.
Uçak kalktı denildi…
Hayır.
O bir uçak değildi.
O,
kalpleri yararak yükselen bir feryattı.
Valiz yoktu içinde,
ama her koltukta bir yetim dualıydı.
Her cam, bir annenin gözbebekleri gibi buğuluydu…
Ve o tabut…
Al bayrağa sarılı değildi yalnızca
bir milletin alnına asılmış secdeydi.
Bayrak,
dalga dalga değildi o gün.
Bir kefen gibi ağırdı…
Sanki rüzgâr bile yükünü taşıyamıyordu.
Her kıvrımı,
bir duanın sükûtu gibi sessizdi.
Her kırışığı,
bir çocuğun geceleri ağlayışını saklıyordu içinde…
Sonra…
Sonra bir sır duyuldu.
Kurşun, göğsünde hilal açmıştı.
Hilal…
Ne bir semboldü artık,
ne de bir bayrak deseni.
Canın tam ortasında Allah’ın izi gibiydi.
Ay, bu kez göğe değil,
bir askerin göğsüne doğmuştu.
Kıymet, elini abdest suyunda tutuyordu.
Ama elin yoktu artık o suda.
Seccade hâlâ seriliydi odada
ama sen çoktan kıbleye varmıştın.
Ev alınacaktı…
Birlikte uçağa binecektiniz.
Ama şimdi…
O uçak bir aileyi eksilterek indi.
Eksik koltukları Allah doldurdu,
ama eksik nefesi kimse tamamlayamadı.
Oğlun dedi ki tabutun başında:
“Beni de babamın yanına sarın…”
Ve işte o an,
cami duvarı değil,
milletin yüreği çatladı.
Mezar kazıldı —
ama içine toprak değil,
bir dua,
bir hilal,
bir eşin susuşu,
bir çocuğun yetimliği,
ve bir milletin alnı gömüldü.
Topraktan gül kokusu geldi…
Kimse çiçek bırakmamıştı.
Anlaşıldı ki,
bazı bedenler toprak olmaz,
rahmet olur,
ve gül gibi kokar kıyamete dek.
Ey Engin…
Sen artık isim değil,
bir mühürsün göğsümüzde.
Hilalin etinde açtığı o işaret,
bize göğsümüzü hangi kıbleye çevireceğimizi öğretti.
Şimdi her seccadede,
her duada,
her bayrakta,
senin izini taşıyoruz.
Sen toprağa değil,
birliğin ortasına secde etmiş bir yâd oldun.
Ve her çocuk,
adını ağlarken öğreniyor artık:
Engin...
Ve göğsündeki hilal,
hala içimizi yakıyor.
Ama o hilal...
Bizi Allah’a en çok yaklaştıran yara...
ALLAH YÂR OLSUN
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 01:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!