onun zamanı
güneşin en yücede bulunduğu zamandı
bundan dolayı onun gölgesi yoktu
uzaktı o her türlü gölgeden
arınmıştı her çeşit karanlıktan
onun suretinin gölgesi
farklı saatlerde
farklı yerlere düşerek
öğlen saat on iki güneşi gibiydi
bizzat onun yaşantısını
onun söz ve tavırlarını
izlemekle yükümlüyüz
oysa biz
o bir hatıra değil
bir hayal de değil
canlı biçimde aramızda çünkü
tek bir anın değil
tüm vakitleri kuşatan bir simgedir o
vaktin her saniyesine şahit tutulmuş
başka biri yok yeryüzünde
görünen de o
gören de o
“emredildiğin gibi doğru ol “
emrine uydu
o emre göre hareket etti
onun hiçbir karanlık gölgesi yoktu
o yüzden de nurlara gark oldu
güneşle tecelli eden Allah’ın nur-u ilahisi
onun için yollarımızı aydınlattı hep
ayın Sahibi’ne
güneşin Sahibi’ne
güneşi sağ elime
ayı da sol elime verseler
ben yine bu dinden
bu tebliğden vazgeçmem
diyen de o
aya ve güneşe bir daha baktım penceremden
sevgiyle yaratılmamış olsa hiç ısıtır mıydı
aydınlatır mıydı güneş
ay yansıtır mıydı onun ışığını geceleyin
en sevgili
vahyin emini olabilir miydi
kelime-i tevhidin tamamlayıcısı olabilir miydi
Rabbinin sözünü yansıtabilir miydi
ve halen,
onu seven yüzlerde
onun nuru parlayabilir miydi
varlığın efendisini sevdikçe
güneşle ayı birliyor
hayranlık duyuyoruz onları Yaratan’a
bitirirken başa döndüm yine
penceremi açtığım ana
sonra güneş onun nuruyla gölge saldı
doğularla batıları kapladı
ondan
aynen onun zuhurundan evvelki gölgelere
ne nurlu gölgeler meydana çıktı
sırrına mazhar kılındı zaman
kemal bulunca
çaresiz bütün gölgeler uzar gider
suretler ilk noktadan
son noktaya
onun feyziyle canlanır
onun aşkıyla fena bulur
güneşli gecelerde
tek bir gerçek zuhur eder alemde
vahdet sırrına şahitlik eder o
Allah’ı hakkıyla tanır
Allah’ın hakikati onda görünür
her aşıkta
güzelin nurlu çehresi tecelli eder
seven kalbin tasvire ihtiyacı kalmaz
tahayyül edilmesi bile yeterli
yüz yıllar önce ölmüş gitmiş biri nasıl sevilebilir
nasıl soluk alabilir kalpler
ona duyulan aşkla
aşkın en açık delili seven yüzler değil midir
seven yüzün hakikati
o değil midir
işte bu sevginin ilahi niteliğine açılıyor kalplerimiz
varlığın efendisinin güzelliğini sadece
nazari tanımlarla ifade etmek bu yüzden imkansız
ona yolladığımız salat ve selamlarla
sevgiden düşünceye ve akıldan dile
dilden kalbe dikey bir eksenle derinlerimize işler
onu sevmenin zevkine vardıkça
bir müjde taşınır gönüllerimize
o sonsuz zevki yaşarız
efendimiz o yüzlerde canlıdır
bu kalplerde diridir
böylelikle kalpten kalbe geçer
yüzden yüze
dilden dile göçer
yaydıkça yaşatırız sevgimizi
seven ve sevilen oluruz
her şey
alemlere rahmet olarak gönderilen efendimizle başlar
onunla nihayete erer
biz de her şeyle
her şey arasındaki bağı böyle kurarız
bizi ilahi ipe
sıkı sıkı bağlayan bir bağlılıktır o
bu yüzden
efendimizin örtülüdür yüzü
en mahrem sevgimizi temsil eder bizim
her birimizde başka bir yüzüdür belki görünen
onu tek bir bakışın biçimlendirmesine
tanımlamasına izin verilmemiştir
suret yasağı bu sayede
o herkesin içinde
o her kişinin kendi bakışında
biricik sevgidir o
redfer
Kayıt Tarihi : 20.3.2025 08:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!