Firkatinden perişânım, benim ey gizli yârım
Kısalır gamla dolan kahkahasız son baharım
Sıcak aylarda dahî neş'esiz olmazdı yollar
Kızaran gökteki gaym toprağa kızgın su yollar
Çiçeğin zevkine gül renkli demet bağlıyordu
Var iken sen yağan emtar da hayat sağlıyordu
Ve fakat şimdi ne yağmur ne de şeb-nem var elde
Ne ağaçlar ne çiçekler kalacak lem-yezelde
Bana sen meftun iken ben senin aşkınla yandım
Yalınız kaldığım anlar seni hasretle andım
Seneler çektiğimiz gam bize etmez ki nâfi
Sevişirken yapılan gizli günahlar da kâfi
Kötü şey söylemedik hiç, yöreden kaçmadık biz
Töreden korkulacak bir tevatur saçmadık biz.
Sana kulluk yapacak kalbi sözün delmeseydi
Ve benim fi'lime mânî şeriat gelmeseydi
O zaman vuslata bir yol bularak birleşirdik
O zaman biz de sanırdık yeni bir subha girdik
Ne yazık böyle hayâl şimdi hakîkat değildir
İkimiz lehçesi kalpten konuşan başka dildir.
Gaym = bulut, Emtâr = yağmurlar,
Lem-yezelde = zeval bulmada, son günde
Nâfi = faydalı, Subh = sabah
Feilâtün feilâtün feilâtün feûlün
. . / / . . / / . . / / . / /
Kayıt Tarihi : 5.1.2010 01:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!