Aklımda birbirine karışan düşüncelerle yürüyorum; nereye gittiğini bilmediğim bir yolun üzerinde. Tam o anda bir şeyler beliriyor zihnimde. Kaybolduğumu fark ettiğimde yükselen endişe ve korku, yine düşünmekten başka çarem olmadığını hatırlatıyor. Aslında yolu biliyorum… Sadece bilmiyormuş gibi davranarak yüzleşmekten kaçıyorum. Kaçamıyorum da; vazgeçemediğim için uzaklaşıyorum. Birilerinden bir şeyler bekliyorum. En ufak bir ses duyulmadığında bile duygularım öyle yoğunlaşıyor ki karnıma ağrılar giriyor. İlerlemekten başka bir seçeneğim kalmıyor.
Aslında düşünmediğim şey değil…
Ya benim istediğim gibi ilerleseydi? Mutlu olur muydum?
Yoksa sadece imkânsız olduğu için mi bu kadar ilgimi çekiyordu?
İnsanın düşünce yapısı ne kadar garip…
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



