Demli kokular, çay bahçelerinden. Taze baharı üfler dudakların, kasırganın ortasında, umut biler aldanışlar ve ille de sen! Gelmelisin. Atamadığın adımlarını çevirmeli bekleyişler. Sabır dediğin bâki yolculuklara akıtırken, kapattığın vanalar verir mi geçişlere izni? Alınma yine sana değil sözlerim, eteklerine sarma tütünleri, yakma! Üşüyen yine kim?
Duraklar bekleyişte, kalabalık ömür sürgünü hapsetmek için gelmeyecek mi, geleceği bilinen otobüslerin? Kaç yolcu durdurdu yollarda; mahzen ıslak, kaldırımlar hepten yıkılmış. Tökezleyerek mi varacaksın yola, saltanat koltuğunu taşıyan erlerin yokluğunda.
Satırlarını saymadım yazarken, sayfaların yetişemediği hasreti ezdiğimi düşünüp kandım. Aslında kendime ispat edemediğim tek gerçek olduğunu düşünürken, asalet dolu bir sesle, uyandım.
Hak!
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta