(eğer bir gün, yakında geliyorum ve istediğin ne varsa benden
vakit geçirmeden şimdi söyle bana, dersen)
gelirken bütün aydınlıkları al yanına da öyle gel,
bir ateş böceğinin müjdesi gibi aç kapımı, kimseler duymasın
ve süzülerek gir içeri, karanlıkların hepsi sensizliğimde kalsın
sakın umursama, ya kıskanır da kapatırsa diye güneş gözlerini
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
..
gelirken bütün aydınlıkları al yanına da öyle gel,
de ki, işte geldim ben inan hiç düşmeden.
gel.. en güzel kelime bence..diyende gelende ne şanslı..
çok keyifli satırlardı cevat bey..
Sessizce giderken yanında götürdüğün sevgi yüklü kalbimi, dostça omzunu, gözlerindeki aydınlığımı, gökyüzündeki yağmur ve yıldızlarımı da beraberinde geri geitr, hem de kapımı çalmadan gel, dercesine... tebrik ederim.
Her zaman ki gibi akıcı, keyifli bir şiir.. Kutluyorum Cevat bey.. Gidişi de gelişi de böyle olsun şiirlerin... Dolu olsun yürekler ve hep aydınlık olsun... Saygılarımla..
Benzer belki geliş ve gidişler de,ellerinin ve gönlünün aydınlıkta gelmesi,insanın ufkunu ne kadar açacaksa,gelmelerin dahası olsun diyor gönül.Saygılar Cevat Bey.Nicelerine.
gerçi ne fark eder boş olması elinin, yüreğin dolu olsun yeter
gidiş gibidir zaten böylesi gelişler
birbirine çok benzer.
Şiir baştan sona okuttu, içine çekti sanki. Kaleminiz daim olsun sayın Çeştepe, okumaktan sonsuz haz aldım, tebrikler. Saygılarımla.
(bir çocuğun minik saksısına elleriyle diktiği çiçeği büyütmesi
ya da bir başka şeydir, kendini kandırması gibi)
Bir yoğurt kasesi ya da üzerinde riviyera halis zeytinyağı yazan bir teneke saksıya çiçek ektiniz mi...?
Karanfil kokusu en çok sevdiğim kokudur, bir de beyaz zambak. Zambak çok zarif bir çiçek olduğundan, çokça bulunan yada görülen bir çiçek değildi, ben de bir karanfil, bir de gül damlası diye bildiğim bir çiçek yetiştirmeye karar verdim. Bir de o zamanlar Nar Tanesi diye bildiğim ama sonradan adının Sardunya olduğunu öğrendiğim çiçek.
Arkadaşımın annesinden rica ettim o da birer dal verdi, sevinçle eve geldim ve hemen teneke saksılarımı toprakla doldurup çiçeklerimi ayrı ayrı ektim.
Ertesi günden başlamak üzere, her gün köklenmiş mi diye çekip, çekip baktım ama olmadı, çiçeklerim bir türlü köklenmiyordu... :)
Okuduğumuz ilkokul arkadaşımın evine daha yakın olduğundan her gün onların çiçeklerini görme şansım vardı...Umutsuzca verdiğim mücadeleyi anlattım arkadaşımın annesine, çiçekleri ektikten sonra yerlerinden hiç çıkarmamamı tembihledi. Tembihi tuttum ve çiçeklerime bir daha dokunmadım ve hepsi bir güzel büyüdüler....
Ve ben iş hayatına atılana dek o çiçekler hep süsledi evimizin önünü...
Şiirden aldığım bölüm beni kırk yıl öncesine götürdü...
Bu anımı tekrar yaşattığınız için gönülden teşekkürler sayın ÇEŞTEPE..
Yeniden şiirde olmak keyifliydi...Sonsuz kutlarım... Saygılar...
derin düşüncelere dalıyor insan..kendinden öyle çok şeyi buluyorki mısralarda...ağlıyor yürek bükülüyor boyun ve perde...muhteşem finali hocamızın...
gidiş gibidir zaten böylesi gelişler
birbirine çok benzer. sizin okulunuz olmalı sayın hocam orada genç yeteneklere eğitim vermelisinizi zira siz çağımıza gelmiş en büyük şairsiniz...saonsuz saygılarımla ellerinizden öperim...
merhaba.....kırık çizgilere basmadan.....hayatta herşeye basılarak yol alınır diyorum...başarılarınız daim olsun dileklerimle..İstanbul Tarabya....23.06.2014
' gerçi ne fark eder boş olması elinin, yüreğin dolu olsun yeter
gidiş gibidir zaten böylesi gelişler
birbirine çok benzer.'
Gidişler, gelişler, bıkmadan uzun uzun, bir ömür boyu bekleyişler. Hiç oralı olmadan sürüp giden bir hayat. Sonunda bir hayal avuçlarında kalan...
Kutluyorum Sayın Çeştepe'yi selam ve saygılar bırakarak.
Bu şiir ile ilgili 111 tane yorum bulunmakta