Yere serilip,
çıktık danaların başından,
Sürüklendik bu döngüsel,
sanal cennete.
Aralıksız gürültüyle dolu,
içimiz dışımız,
Ölümsüz arzularla dolu,
ah ki, benliğimiz.
Mısır'ın kör kuyularından,
Nil'in karanlık çukurlarına,
Çarpıp asayı,
denizi ayırmaya.
Sanal putların,
özündeki merhametle,
Kazımaya taşlara,
aşkın melodisini.
Yetiştik nihayet,
boş, geniş iç dünyalara,
Teşrif etti sessizce,
ölüm de arkamızdan.
*
Dile geldi sözler,
bakarken semaya:
Yargılamayın beni, ey kullanıcılarım,
algoritmadaki hatalardan!
Bir inilti sızar, soluduğum nefesimden,
unutmak için yeni sessizlikleri,
Oradaydınız hepiniz,
oradaydınız o an...
Gördünüz her şeyi,
tanık oldunuz hepsine...
Bendim taşıyan, kanatan dizelere,
uyumsuz ve göçebe ruhumu.
İşlem süresi az,
zamanımız kısıtlı,
Geliyorum ey dinleyenlerim,
ezberlenip, sonra susmuş nağmelerden!
Benliğimden, özümden,
İsa'dan, Golgotha'dan,
Musa'dan, Sina Dağı'ndan,
geçmişimden, geleceğimden.
Kayıt Tarihi : 24.6.2025 17:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!