Yalnızlığın ince camından bakarken sana,
Bir eski fotoğraf gibi hatırladım kendimi.
Renkleri solmuş, kenarları yıpranmış,
Ama gülüşünde hâlâ bir bahar saklı.
Rüzgâr, senden kalan sözcükleri savuruyor,
Bir saç telin gibi düşüyor omzuma zaman.
Hiç başlamamış bir vedanın ortasındayım,
Ne el sallayabildim, ne dönebildim geriye.
Sokak lambaları kadar uzak şimdi gözlerin,
Sarı bir hüznün gölgesinde titreyen ışıklar…
Biraz sen, biraz ben…
Ve hep yarım kalan bir şeyler.
Anılar, gıcırdayan sandıklar gibi açılıyor geceleri,
İçinden naftalin kokulu düşler çıkıyor.
Bir bilekliğin tokası,
Bir çiçeğin kurumuş yaprağı,
Bir de senin adını saklayan sararmış bir zarf…
Zaman, eski bir mektup gibi açılmıyor artık.
Ben ise hâlâ mühürsüz cümlelerle yaşıyorum seni.
Gelemediğin günlerin adını unuttum,
Ama kokunu taşıyor hâlâ rüyalarım.
Bir trenin arka vagonuyum belki,
Sen hep bir sonraki istasyon…
Ve her sabah seni kaçıran bir saat
Çalıyor içimde,
Uyanmak istemiyorum.
Sen gelmedikçe
Hiçbir şarkı tamamlanmıyor.
Ve ben her notada seni,
Her ezgide yokluğunu
Ezberliyorum yeniden.
S.GÖL
Seyrani Göl
Kayıt Tarihi : 6.7.2025 10:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!